Aksoy Araştırma Şirketi, okul masraflarına ait velilerle anket gerçekleştirdi. Yapılan araştırmaya nazaran çocuğu eğitim sürecinde bulunan yurttaşların ezici çoğunluğu okul masrafları için borçlanıyor. Velilerin sırf yüzde 22,7’si çocuklarının okul masraflarını kendi gelirleri ile karşılayabiliyor. Geri kalanı lakin borçlanma ile bu ek masrafı çözebiliyor. Borçlanmaya gitmek zorunda kalanların yüzde 53,8’i kredi kartları ile, yüzde 15,9’u borç alma ile ve yüzde 6,1’i banka kredisi ile harcamaları karşılayabiliyor.
OKUL MASRAFLARI ORTALAMA 3113 LİRA
MASRAFLAR 5 YILDA 4 KAT ARTTI
Okul öncesi eğitimi alan çocuklar kapsam dışı bırakıldığında 2017 yılında ortalama eğitim harcaması 15 milyar lirayken 2022 yılında yapılan harcama ortalama 60 milyar 940 milyon liraya yükseldi. Araştırmaya nazaran son 5 yılda eğitime yapılan harcama 4 kat arttı.
‘ÖĞÜNLER AZALTILDI’
Aksoy Araştırma Şirketi sahibi Ertan Aksoy araştırmayı paylaştığı bültende fakirleşmeye dikkat çekerek şu değerlendirmede bulundu: “Alt, orta ve hatta üst gelir kümelerinin tamamını etkileyen fakirleşme giderek trajik bir hal alıyor. Daha birkaç gün evvel bedelli bir gazeteci arkadaşım ile bir AVM’nin yanından geçerken, o AVM’de çalışan bir gencin yanındaki ile diyaloğuna tanıklık ettik. En yaygın kitap mağazasının çalışanı olan genç, yanındakine artık öğle yemeğini bıraktığını, bu sayede masraflarını biraz daha düşürdüğünü anlatıyordu. Olasıdır ki lisans mezunu olan bu genç, eğitimli bir birey olarak mağazada kitap dizmekle kalmayıp tıpkı vakitte öğle yemeklerini atlamak zorunda kalacak bir yoksullukla da baş etmek zorunda kalıyor. Son periyot sıklıkla vurgulamaya çalıştığım üzere, ülkenin en değerli meselelerinden biri nitelikli çalışanların yoksulluğu. Yani nitelikli fakirler.”
‘ÇOCUKLAR BORÇLANARAK OKUTULUYOR’
Aksoy son olarak şu sözleri kullandı: “Ebeveynlerinin çocuğunun okula dönüşünü borçlanarak karşılamaya, eğitimli bireylerinin öğle yemeğini yemeyerek bütçesini dengelemeye çalıştığı bir toplum yarattı AKP. Bu nedenle hem iktidarı değiştirmeye hem de iktidar değişikliğinin sonrasına dair topluma karşı sorumluluğumuz büyük. Bu büyük sorumluluk karşısında bize düşen, kısır tartışmalara kapılmak değil, insanı merkeze alan bir kapsayıcı ve tesirli bir kalkınma sürecini adım adım planlamaktır. Solun temeli vicdandır. Bu bize vicdanımızın emrettiği bir sorumluluktur.”