İsviçre’deki ETH Zürih’ten Astrofizik Profesörü Sasha Quanz, yeni uzay vizyonunu üniversitenin yeni açılan Yaşamın Kökeni ve Yaygınlığı Merkezi’nin açılış töreninde ortaya koydu.
Profesör Quanz, “Amacım Güneş Sistemi dışında hayat bulmak ve evet, bu büyük bir meydan okuma olacak. Bunu yapmak için 25 yılım var” diyor. Quanz açıklamalarına görevin 1995 yılında Güneş Sistemimiz dışındaki ilk gezegen olan Dimidium‘un keşfedilmesiyle başladığını söyleyerek devam ediyor. O zamandan bu yana kısa sürede 5.000’den fazla ötegezegen keşfedildi ve neredeyse her gün yenilerini buluyoruz.
Quanz, “İstatistiksel olarak, her yıldız bir gezegene ev sahipliği yapıyor ve bu gezegenlerin birçoğu Dünya’ya benzer boyutlara sahip. Birçoğu yıldızdan uzak ve yıldızdan aldıkları enerji, Dünya’nın güneşten aldığına çok benziyor” diyor. Ancak bu gezegenlerin atmosfere sahip olup olmadığını ve bildiğimiz şekliyle yaşamı destekleyip desteklemediğini söylemek hala zor.
Profesör Quanz, şu anda Şili’nin Atacama Çölü’nde yapım aşamasında olan Aşırı Büyük Teleskop’tan (ELT) büyük bir atılımın gelebileceğini savunuyor. Bu on yılın sonuna doğru faaliyete geçtiğinde, ELT 39 metrelik birincil aynası ile James Web Uzay Teleskobundan önemli ölçüde daha büyük olacak. Teleskobun birincil amacı, en yakın yıldızlardan birinin etrafında, potansiyel olarak Dünya’ya benzeyen bir karasal gezegenin (Güneş Sistemimizin dışında) ilk fotoğrafını çekmek olacak.
Sonunda, düzinelerce ötegezegeni görüntülemeyi ve atmosferleri hakkında bir anlayış kazanmayı umuyorlar. Umut vadeden bir aday belirlendiğinde, Avrupa Uzay Ajansı geri kalanı halletmek için bu ötegezegene bir görev düzenleyebilir.
Diğer disiplinlerle birlikte çalışan Quanz, Güneş Sistemi’nin ötesindeki yaşam arayışının sadece 25 yıl içinde başarılı olabileceğini savunuyor.