İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, Habertürk’te Fatih Altaylı’nın Teke Tek programına konuk oldu. Seçimden Altılı Masa’ya, cumhurbaşkanı adayından CHP’yle bağlara kadar gündemdeki birçok bahse ait değerlendirmeler yapan Akşener’in açıklamalarından satır başları şöyle:
RASYONELLİKLERİ KAYBOLDU: Seçimi vaktinde bekliyorum. Çok fazla bir şey öngöremiyorum. Evvelden öngörüyordum. Lakin bu saray hayatının davranış biçimini anlamakta zorlanıyorum. Rasyonellikleri kayboldu. Bir an önce seçimi tercih ederdim, ekonomik göstergeler, koşullar daha da derinleşeceği için. Bir an önce seçim olması halinde muhakkak iktidar olacağımıza inandığımız için. Lakin öngöremiyorum.
TEK SEÇMENİ ERDOĞAN: Elimizdeki ölçü Cumhur koalisyonu olduğumuz için, mezara kadar beraberiz üzere tumturaklı kelamların söylendiği ittifak var, öbür tarafta daha tahlil odaklı, rasyonel, ucube sistemin değişmesine dair vatandaşa tahlil teklifleri sunan 6 siyasi partinin genel liderlerinin bir ortaya geldiği masa bu. Birinci uzlaştığımız husus güçlendirilmiş parlamenter sistem. Vatandaş devlet denilen kavramın kaybolduğunu görüyor. Anadolu’nun feraseti vardır. Orta yaş DPT’yi biliyor. O bir hafızaydı. Milletvekillerinin hiçbir değeri harbiyesinin kalmadığını görüyor. Seçtiği milletvekili bakana ulaşamıyor. Tek seçmenli bir düzenek var. Bakanlığa atanmış şahsın tek seçmeni sayın Erdoğan.
6’LI MASA DENGELİ: Bütün bunların hayatına yansıdığını, kötülüklerin müsebbibi olduğunu biliyor bu sistemin. Akşamları basına kapalı ucu açık insanları dinlediğimiz konuşma seansımız var. Soruyorlar bize. Oradaki sorulara, tavsiyelere, kederlere baktığınızda vatandaş artık tahlil üretme üzerinden bir rekabet istiyor. Seçmen velinimet olmak istiyor. Her bahiste çok başarılıyız diyemem. Lakin biz bir halde velinimet halinin iletildiğini görüyoruz. Bunu 6’lı Masa’ya iletmiş görünüyoruz. 6’lı Masa bu hususta dengeli.
HERKES DEĞERİNİ ANLAYACAK: Birçok çalışmamız var. Lakin velakin benim açımdan en değerlisi olan pişpirik oynamak için birebir masada olamayacak mesela 80 öncesinde tıpkı masada olamazlardı, tahminen ben şanslıyım iki tarafın içinde aile bireylerim vardı. Bu insanların bütün bu gelenekten getirdikleri farklılıklarını koruma ederek müştereklerin öne çıktığı, birbirine hürmet kavramının öne geçtiği çalışma biçimi bu. Ben bunu Türkiye’nin bugünü ve yarını için çok değerli olduğuna inanıyorum. Yarın bunun ne kadar değerli olduğunu görecek herkes.
ÇÖZÜM ÜRETİYORUZ: Ben ona ortak akıl platformu diyorum. Tahlil üreten yapının farklılıklarını koruma edip, birbirine masa altından tekme atmayan bu yapının çok daha kalıcı işler üreteceğine inanıyorum. Bizde ‘ya benimsin ya toprağın’ anlayışı yok. Kederlere tahlil odaklı sistemimiz var. Habire tahlil üretiyoruz. Sonra aday konusu aşikâr noktaya geldikten sonra bu tahlillerimizi ortaklaştıracağız.
KEMAL BEYEFENDİ SÖYLEDİ: 2018’deki Millet İttifakı’nın oluşmasının öbür bugün 6’lı Masa’nın kurallarının oluşması öbür. Kemal Beyefendi dedi ki, ‘Bu 6’lı Masa Cumhurbaşkanı adayını tespit edecek’. Bu masaya bu misyonu verip, kendini bağlayan sayın Kılıçdaroğlu. O masanın bir noter olma vazifesi yok. Sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı tanımı vardı. Ben ona daima katıldım. Benim söylediğim bir şey daha var; kazanacak bir aday. Aklı başında, devlet tecrübesi olan, bugünkü tuhaflıklara müsaade etmeyecek. 1946’daki Türkiye’yi yaşıyoruz şu anda. Nasıl DP 47’de Hürriyet Misakı yayınladıysa, bugün 6’lı Masa o Hürriyet Misakı’nın bir imajı, modülü. Bu çerçeve içinde elbette bir aday ortaya konulacak.
BEN FERAGAT ETTİM: Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığı koyma hakları var. Başka genel liderlerin da hakkı var. O masada bir tek ‘Ben aday değilim’ dedim. Bu bir feragattır. Bunu yaparken tek adayla, kazanacak adayla gitmenin, ucube sistemi en kısa müddette değiştirmek için kesinlikle Cumhurbaşkanlığını kazanmak, bir de geçiş için, parlamentoya geçiş için ikili bir düzenek bu. Bunu savunmanın içindeki samimiyet anlaşılsın diye bir feragat yaptım. Hiç pişman değilim. Vatandaş benim o masadaki samimiyetimi anladı, ‘Ben Başbakan olacağım’ dedim ancak ne Kemal beyefendi ve başkaları pazarlık yapmadım. Sandıktan birinci çıkarsak o olabilir. Yoksa sözkonusu değil. Çıkmadığı takdirde bu türlü bir hak hukuk yok. Buradaki samimiyeti vatandaş fark etti. Bu fark edildi, kabul edildi, hürmet görüyor.
KILIÇDAROĞLU PARTİSİNE VERDİ İLETİSİ: Sayın Kılıçdaroğlu’nun İzmir’de yaptığı konuşmayı çeşitli hallerde yorumladı herkes. Partisine verdi bildirisi. Bizim partimiz bunu kendi partisine ileti olarak değerlendirmeyi tercih etti. 6’lı Masa’ya bu türlü bir bildirinin verilmesi hakikat değil. Kemal Beyefendi son derece nazik saygılı bir insan. Zira o masa noter değil. Kemal Beyefendi adaylığını söyleyebilir, orada sorun yok. Öteki arkadaşlarımız da söyleyebilir, öbür insanların da ismi gelebilir. Tartışılır, karar verilir. Bu yolu öneren, isteyen ve kendini bağlayan sayın Kılıçdaroğlu’dur.
Kendi fikrim olarak hiçbir arkadaşıma müracaattan ‘aday değilim’ dedim. Kimileri gönül koymasına karşın hürmet duydu. O masada CHP ‘tamam ben kalkıyorum’ diyebilir. Buna da hürmet duyulur, fakat ben bu türlü bir şey olacağını zannetmiyorum. O masada herkesin fikrini söyleyip, kabul edenler, etmeyenler haline döner.
İSTER MANSUR BEYEFENDİ İSTER EKREM BEYEFENDİ: Ne sayın Yavaş’ın ne sayın İmamoğlu’nun hakkında olumsuz, öbür belediye liderleri da dahil olmak üzere olumsuz niyete sahibim. 31 Mart’taki seçimin aklı, stratejisi bizden. ‘İttifakla gidelim’ fikrini CHP’ye götüren biziz. Sayın İmamoğlu’nun aday olmasını sağlayan ben değilim. Sayın Kılıçdaroğlu onu ferasetli bir biçimde aday gösterdi. Şahıs olarak ben çalıştım. Ankara’da sayın Yavaş’ın adaylığı konusunda da çabalarımız oldu bizim aday olsun diye. Bu arkadaşlarımız kazandı.
1 yıl önce evvel bu iki arkadaşımızın ismi önde gidiyordu. İki arkadaşımızın seçmeninin taraftar haline dönmesi yarına yönelik sorun yaratır dedim. İster Mansur Beyefendi, ister Ekrem Beyefendi aday gösterilecekse biz varız, itirazımız yok dedim. Aday olurlar, olmazlar, aslolan kazanmaktır.
ALACAKLI HALE GELDİK: (CHP’den 20 milletvekili transferi) Bizim borcumuz yok; zira şayet borç vardıysa biz 31 Mart’da ödedik, hatta alacaklı hale döndük. Biz hiçbir belediyede, koskoca İstanbul Belediyesi’nde 2 genel müdür, 2 genel müdür yardımcısı haricinde bir şeyimiz yok. Şahsen bunu ben istedim. Ankara’da da sayın Mansur Yavaş’tan telefon açıp, bir kişinin genel müdürlüğüne dair talebim olmadı. O masada insanların, siyasi geleneklerin tabanların da gülümseyerek oturmalarını sağlayan, CHP’ye gece gidip 15 milletvekilini istedim. Fakat sayın Kılıçdaroğlu’na ölünceye kadar teşekkür edeceğim, bu öbür bir şey. Bu Türkiye’ye dahil, CHP’ye tırnak içinde yasakçı zihniyet diye yapılan propagandasını yıkan hal oldu.
TEŞEKKÜRE DEVAM EDİYORUZ: 21 milletvekili biz 4 milletvekili bu sistemden ötürü fazla aldık. Cumhur İttifakı 360 milletvekili çıkaramadı. Burada bir sorun yok, lakin teşekküre devam ediyoruz. Bu vefasızlık manasına gelmiyor. Bu kıymetli bir mihenk taşıdır. Bununla CHP’liler de, UYGUN Partililer de gurur duymalıdır. Bir kısım insan var. CHP’de ve dışarıda. Vakit zaman parmak sallama hali var. Bu arkadaşlarımızı rencide ediyor. Arkadaşlarımız bazen ‘Ömer Seyfettin’in diyetine döndü bu iş, istemeseydin mi acaba’. Kemal Bey’i ayırıyorum, bu türlü bir keşmekeş var, o da arkadaşlarımızı incitiyor. Sayın Kılıçdaroğlu’nun söylediği kriterler kabulümüz. Bir de benim söylediğim ‘kazanacak aday’ durumu var. (HABER MERKEZİ)