Mert İnan – Milliyet’in birçok kez sayfalarına taşıdığı Bursa Nilüfer Çayı’nda kirlilik devam ediyor. Nilüfer Çayı’ndaki kirliliğin sürdüğünü, Bursa Su Kollektifi’nin çağrısı ile bir araya gelen çevrecilerin yaptığı alan gezisi ortaya çıkardı. Bölgedeki çevre felaketinin boyutlarını Milliyet ile paylaşan çevreciler, ortaya çıkan manzarayı “doğal yıkım” olarak değerlendirirken, onca uyarı ve müsilaj felaketinden ders çıkartılmamasına tepki gösterdiler. Birçok çiftçinin kimyasal atık kanalı haline gelen Nilüfer’den su çekerek tarlalarını suladığı da gezi sonrası gündeme getirilirken, mevcut durumun halk sağlığı açısından ciddi riskler oluşturulduğuna dikkat çekildi.
Kaynağında tertemiz
Marmara Yaşasın Kervanı adıyla gerçekleştirilen inceleme gezisine öncülük eden isimlerden Bursa Su Kollektifi sözcülerinden Habip Göbelez, “Kar sularının eriyip, derenin en yüksek debiye ulaştığı bir dönemde bile kirliliğin gözle görülür artması gerçekten yüreğimizi acıttı. Nilüfer zift şeklinde akmaya, Marmara’yı kirletmeye devam ediyor. Yeşil Çevre Atıksu Arıtma Tesisi’nin deşarj noktasındaki arıtılmış su bile çok kirli. Nilüfer Çayı’nın kollarından Deliçay’da da tablo farksız. Oysaki Uludağ’dan eteklerinden tertemiz doğuyor. Uludağ’dan kopup gelen tertemiz kaynak Doğancı Barajında biriktiriliyor. Kirlenme ise Uludağ’daki oteller bölgesindeki evsel atıklarla başlayıp, Barakfakih, Uludağ ve Kestel OSB’lerde doruğa çıkıyor” dedi. Nilüfer Çayı güzergahındaki incelemeye katılan isimlerden Kuzey Ormanları Savunması üyesi Levent Büyükbozkırlı da “Nilüfer içler acısı” derken, sitemini şu sözlerle aktardı: “Uludağ’ın zirvesinden tertemiz doğan kaynak, Bursa’da siyaha bürünüyor. Nilüfer Çayı’nın kolları da zift rengine bulanmış vaziyette. Yeşil Bursa’nın berrak suları artık 4.sınıf yani çok kirli su statüsünde. Bursa’nın şeftali bahçeleri ve ovası meşhurdur. Nilüfer’in kimyasal atık haline gelen suyu bahçe ve tarlalarda kullanılmaya devam ediyor. Nilüfer’in suyunu içen hayvanlar zehirleniyor. Demirtaş, Nilüfer ve Kestel OSB bölgeleri ile Deliçay havzası en kirli bölgelerdi. Marmara Denizi’nin mevcut tabloda iyileşmesi, müsilajdan arındırılması gerçekten imkânsız.”
Nilüfer Kent Konseyi Sözcüsü Emre Karagöz ise “Nilüfer Çayı, Organize Sanayi Bölgeleri’ndeki yetersiz arıtma nedeniyle siyaha büründü. İleri ve teknolojikarıtmanın her sanayi kuruluşu için zorunluluk haline getirilmesi gerekir” dedi.
Ağır metal kirliliği sağlığa tehdit
Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala ise Nilüfer Nehri’nin, Susurluk Havzası’nın Ergenesi durumuna geldiğine dikkat çekerek, şu bilgileri paylaştı: “Ağır metal kirliliği insan sağlığını tehdit ediyor. Arıtma tesisi olmayan fabrikaların nehre bıraktığı kirleticilerin yanı sıra arıtması olup da çalıştırmayan çok sayıda tesisi var. Bursa’daki Deliçay ve diğer ırmaklar da çok kirli su durumuna geldi. Uludağ’dan çıkıp Bursa Ovası’ndan Marmara’ya uzanan nehirlerin tamamı hem çevreyi hem denizi kirletiyor. Radikal tedbirlerin alınması şart. Kirli suyu içen büyük ve küçükbaş hayvanlar. Gelecekte ciddi sağlık etkileri ortaya çıkabilir. Nilüfer Çayı, kimyasal atık deresi haline gelmiştir. Kimyasal atık barındıran suyla sulama da yapılmaktadır.”