Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile yaptığı görüşmenin akabinde, “Rum tarafının kederi, Maraş’ı geri almak. Maraş KKTC toprağıdır ve Maraş açılımı çerçevesinde atılan adımlar da milletlerarası hukuku ihlal etmiyor” dedi. Cumhurbaşkanı Tatar ise “Yunanistan’ın Ege adalarına yönelik teşebbüslerini büyük bir rahatsızlıkla KKTC’de de izliyoruz. Milletlerarası mutabakatlara, yapılan mukavelelere ihlal manasında olan bütün bu teşebbüslerini kınıyoruz. Kıbrıs’ta da emsal durumların olmaması için elden geldiğince bütün çabayı sürdürmekteyiz” diye konuştu.
Mevlüt Çavuşoğlu, Ersin Tatar ile bugün Lefkoşa’da görüştü. Çavuşoğlu ve Tatar, görüşmenin akabinde ortak basın toplantısı düzenledi. Tatar, şunları söyledi:
Tatar: Ortak yer anlayışımız, hükümran eşitlik ve eşit memleketler arası statüdür
“Nisan ayında Cenevre’de yapılan 5 artı 1 toplantısında biz Türk tarafı olarak, yeni siyasetimizi gündeme getirmiş ve Kıbrıs’ta hükümran eşit iki devlet ve eşit memleketler arası statü şartının sağlanmasıyla resmi bir müzakere sürecine geçeceğimizi hem BM’ye hem bütün dünyaya ilan etmiş durumdaydık.
Bugün gelinen noktada yaptığımız değerlendirmelerde, şayet resmi müzakere sürecine geçeceksek tekliflerimizin kabul edilmesini bekliyoruz. Sayın BM Genel Sekreteri, geçen nisan ayında Cenevre’de yaptığımız toplantılarda ve bilahare geçen eylül ayında New York’taki üçlü toplantıda kendisi tabir etmiştir ki ortak taban bulunana kadar bu sürecin sürdürülmesi ve ortak bir taban bulunması durumunda yeni bir müzakere sürecine geçileceğini söz etmiştir. O ortak yer anlayışımızı, hâkim eşitliğimiz ve eşit memleketler arası statü olarak gördüğümüzü daima olarak kendileriyle paylaşıyoruz.
Bunların altındaki niyet, otoriteyi Kıbrıs Cumhuriyeti’ne daha fazla yaymak ve KKTC’nin egemenlik haklarını ihlal etmektedir. Bunları yeterli bilmekteyiz. Münasebetiyle bunları kabul etmemiz mümkün değildir. Münasebetiyle teklifleri yok kararındadır. Bizim için kıymetli olan, iki tarafın iş birliğiyle her iki halka da yararlı olacak birtakım teklifleri gündeme getirmek.
“Yunanistan’ın Ege Adaları’ndaki teşebbüslerini büyük bir rahatsızlıkla izliyoruz”
Gelinen etapta Doğu Akdeniz’de yaşananlar, dünyanın çeşitli, farklı merkezlerinde, bilhassa Ukrayna’da yaşananlar, artık dünyada farklı dengelerin oluşmakta olduğunu göstermektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bunları yakından izleyen güçlü bir devlet olarak elbette Doğu Akdeniz’deki dengelerin sürdürülmesinde KKTC ile iş birliği olağanüstü kıymetli ve kıymetlidir. Yunanistan’ın Ege adalarına yönelik teşebbüslerini büyük bir rahatsızlıkla KKTC’de de izliyoruz. Milletlerarası mutabakatlara, yapılan kontratlara ihlal manasında olan bütün bu teşebbüslerini kınıyoruz. Kıbrıs’ta da misal durumların olmaması için elden geldiğince bütün çabayı sürdürmekteyiz.”
“Kaybedecek bir 50 yılımız daha yok”
Çavuşoğlu ise özetle şöyle konuştu:
“Kıbrıs probleminin tahlili konusundaki vizyonumuz ortaktır. Ada’da yeni bir müzakere sürecinin başlaması için ve müzakerenin de başarılı olabilmesi için gereken aşikardır. Kıbrıs Türk halkının hâkim eşitliği ve eşit statüsü tescil edilmelidir.
Bu haklar inkâr edilemez. Bunu inkâr etmek, Kıbrıs Türk halkının kimliğini ve özünü inkâr etmek demektedir. Bunu da kabul etmemiz mümkün değildir. Müzakere eşitler ortasında olur. Yoksa rastgele bir manası da olmaz, bir sonuç getirmez. Aksini esasen 54 yılda deneyim ettik. Eşitliği reddeden kim, o da çok açık net bir halde belirli. Kaybedecek bir 50 yılımız daha yok.
“Rum tarafının kederi, Maraş’ı geri almak”
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin sözcülüğünü yapan AB’nin, Kıbrıs halkının iradesini yok sayarak rastgele bir tahlil modelini dikte etme hakkı da yok. Rum tarafı, bu gerçekleri unutturmaya ve dikkatleri öteki tarafa çekmeye çalışıyor. Buna müsaade etmeyeceğimizi söylemek isterim.
Türkiye, Doğu Akdeniz’de hem kendi haklarını hem de KKTC ve Kıbrıs Türk halkının haklarını savunmaya devam edecektir. Kıbrıs Türk halkının bilhassa hidrokarbonların hakça paylaşımı konusunda yaptığı teklifler var, bu teklifler de hala masadadır. Biz, iş birliğinden yanayız. KKTC’nin teklifini her platformda savunuyoruz. Bir iş birliğine varılmak isteniyorsa Rum tarafı buna ‘hayır’ dememeli, ‘evet’ demelidir. Biraz evvel söylediğim üzere; Rum tarafının sıkıntısı, Maraş’ı geri almak. Bir defa daha buradan güçlü bir biçimde duyurmak istiyoruz: Maraş KKTC toprağıdır ve Maraş açılımı çerçevesinde atılan adımlar da memleketler arası hukuku ihlal etmiyor.
Maraş’ta plaja konulan şezlong, buna misal küçük adımların memleketler arası güvenliğe tehdit oluşturduğunu savunacak kadar komik duruma düşüyorlar. Nitekim üzülüyoruz da. Gerçek argümanlarla çıksınlar.”
“Rum halkının Maraş’taki mülkünü kullanma hakkını destekliyoruz”
Ortak basın açıklamasının akabinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
“Maraş açılımından rahatsızlık duymaya başladılar. Zira Rum halkı da Maraş’taki mülkünü kullanmak istiyor. En doğal hakkıdır da. Biz de zati bunu destekliyoruz. Burada düzgün niyet yok.
Yunanistan Başbakanı’nın gidip de bizi ABD Kongresi’nde yahut AB’de övmesini beklemiyoruz. İki NATO üyesi ülke ve NATO’da güvenlikle ilgili bir dayanışma kelam konusu. Türkiye’nin alacağı F-16’lar dahil savunma sanayii eserlerinin verilmemesi için lobi yapılması bizim için kabul edilebilir bir davranış değil. Bizim hiç Yunanistan’a bu türlü bir lobimiz olmadı.
“Kıbrıs halkının haklarını müdafaa konusunda kararlılığımız tamdır”
Bizim haklarımızı muhafaza konusunda, Kıbrıs Türk halkının haklarını müdafaa konusunda kararlılığımız tamdır.
Biz, gerginlikten yana değiliz, iş birliğinden yanayız. Doğu Akdeniz’de hakça paylaşımdan yanayız. Yunanistan’ın milletlerarası hukuku ihlal eden adımları var. Bunları da BM’ye gönderdiğimiz mektuplarla bir bir izah ettik. Yunanistan, bunlara türel karşılıklar veremiyor. ‘Türkiye bize saldıracak’ diye memleketler arası topluma ağlıyor Yunanistan.”