Buraya kadar her şey çok güzel görünüyor. Ancak bu sağlıklı beslenme çabası bazı durumlarda hayatın normal akışını bozacak derecede güçlü bir saplantıya dönüşebiliyor ve bunu yaşayan insanın hayatını psikolojik açıdan zorlayabiliyor. İşte bu takıntıya “Ortoreksiya Nervoza” deniliyor. Tamamıyla iyi niyetlerle başlanan sağlıklı beslenme çabası hangi durumlarda takıntıya dönüşüyor, onu anlatmak istiyorum.
Bu probleme sahip olan kişilerin, genelde katı bir şekilde uymak zorunda hissettikleri diyetleri vardır. Bu diyetler çok detaylıdır ve kişi çok ufak bir ayrıntıyı bile atlarsa kendisini çok suçlu hissedebilir, tüm emeklerinin boşa gittiğini düşünebilir. Bu kişiler diyetlerinin düzeninin bozulmaması için sosyal buluşmalardan uzak durabilir, yakın aile üyelerinin ev davetlerine bile katılmayabilir. Kişi gittiği yerde yemek konusunda diyetinin bozulacağını düşündüğü için bu kaçınmaları geliştirir.
Bilimsel yöntemlerle çalışan tüm beslenme uzmanları insanları her besinden dengeli olarak beslenmesi konusunda yönlendiriyor.
Ancak ortoreksiya nevroza probleminiz varsa, uzun dönemler boyunca sağlığınız için gerekli olan besinleri reddedip, onlardan uzak kalıyor olabilirsiniz. Ayrıca bu problemi yaşayan insanların diyetleri çok karmaşık ve aşırı özen gerektirdiği için beslenmeye harcanan para önemli miktarda artış gösterebiliyor. Ve kişi gününün önemli bir kısmını yemek planları yaparak geçiriyor.
Bir diğer belirti ise yenilen yiyeceklerin kökeni, içeriği ve nelerden yapıldığıyla ilgili aşırı araştırma yapmak. Burada şu ayrımı yapmak gerekiyor, elbette ne yediğinizi araştıracaksınız.
Ancak bu araştırma sizin günlük hayatınızın akışını, ilişkilerinizi ve işinizi olumsuz etkiliyorsa bir sorun var demektir. Ve son olarak kendi yeme alışkanlıklarınızı diğer insanlara dayatıyorsanız ve bu konuda bazen öfkeli davranıyorsanız bu da bir belirti olabilir.
Sağlıklı beslenmede kişi doğru yiyecek seçimleri için elinden gelenin en iyisini yapar ama bazı durumlarda esnek olmayı da becerir.
Ortoreksiya nervozada ise diyetinize aşırı bağlı olursunuz ve uygun besinler bulamadığınız zaman yemek yemeyi reddedebilir ve aşırı kaygı yaşarsınız. Kim olduğumuzu belirleyen şeyler, düşüncelerimiz, davranışlarımız ve kurduğumuz ilişkilerdir. Ancak böyle bir probleminiz varsa dünyanız beslenme üzerine şekillenir, kimliğinizi bunun üzerine inşa edersiniz.
Peki, böyle bir problem yaşıyorsanız ne yapmalısınız? İlk olarak yaşadığınız şeyin bazı noktalarda aşırıya gittiğini ve bir problem oluşturabileceğini fark etmek gerekiyor. Çevremizden bu konuda sıklıkla geri bildirimler alıyorsak, bu da bir problem yaşadığımızı gösteriyor olabilir. Genelde bu tür aşırıya kaçan koruma davranışlarının altında başka endişelerimiz yatar. Hastalık korkusu, yaşadığımız duygusal sorunlar, kontrol kaygısı başlıca nedenlerden olabilir.
Sağlıklı beslenmeye özen gösterirken, arada minik aksaklıkların olmasına izin vermek, esnek olmaya çalışmak ve hayatın merkezini beslenme ekseninden çıkarmaya çalışmak iyi bir başlangıç olabilir. Yine de bu problemi tek başınıza halledemeyeceğinizi düşünüyorsanız profesyonel yardım alabilirsiniz.
Kendine iyi davran, görüşmek üzere.