Cihan Başakçıoğlu / Uğurcan Boztaş
İZMİR – 14 Mayıs seçimlerinde AK Parti’nin 8, Millet İttifakı’nın ise toplamda 17 milletvekili çıkardığı İzmir’de, yüzde 7,48 oy alan Yeşil Sol Parti de Meclis’e iki milletvekili gönderdi. Yeşil Sol Parti’nin birinci bölgeden Meclis’e gönderdiği isim ise lise yıllarında demokratik, parasız eğitim için başlattığı çabayı bugün de sürdüren Devrimci Parti Genel Lider Yardımcısı Burcugül Çubuk oldu.
LİSE YILLARINDA SİYASET İLE TANIŞTI
İzmir’in Egeli milletvekillerinden biri olan Çubuk, Afyonkarahisar’da doğup büyüdü. Lise eğitimini sürdürdüğü Antalya’da ise Devrimci Liseliler (Dev-Lis) içerisinde yer alarak anadilde, demokratik ve parasız eğitim sistemi için gayret eden Çubuk, siyaset ile de bu yıllarda tanıştı. 4 Şubat 2021 günü ise Birleşik Uğraş Güçleri’nin (BMG), kuruluş deklarasyonunu ilan etmek için Kadıköy’de yapmak istediği açıklamaya yönelik polis müdahalesinde gözaltına alınan ve mesken mahpusu cezası verilen Çubuk, birebir yıl 8 Mart Dünya Bayanlar Günü’nde yapılacak hareket ve etkinliklere katılmak için mesken mahpusunu kendi iradesiyle sonlandırması ile de gündeme geldi.
‘ÜÇÜNCÜ YOL ÇİZGİSİNDE YENİ ÖMRÜ TAHAYYÜL EDİYORUZ’
Gazete Duvar’a konuşan Burcugül Çubuk, Türkiye’de üst üste binmiş, katmerlenmiş birçok sorun olduğunun altını çizdi. “Türkiye’deki ve Kürdistan açısından bu problemlerin hangisine el atsak oburu eksik kalmış oluyor bu türlü bir sıkıntımız da var” diyen Çubuk, üçüncü yol çizgisinde “yeni yaşam” olarak tarifledikleri bir ömür tahayyül ettiklerini lisana getirdi. Çubuk, şunları söyledi:
“Sömürgeciliğin ortadan kalktığı savaşın bittiği ve hakların barışının gerçekleştiği, bayana yönelik hatalara yönelik faal soruşturma ve cezalandırmanın olduğu, bayanların kendi düzeneklerine atakların olmadığı yani bayanların öz örgütlülüklerinin baskı altında olmadığı, lubunyaların Onur Yürüyüşü’nü gerçekleştirebileceği ve hücum olmadığı ve LGBTİ+’lara yönelik cürümlerin da artık hata olarak görüldüğü ve totalde erkek cürümlerinin erkek devlet tarafından desteklenmediği artık erkek yargının sırtlarını sıvazlanmadığı, çocuk istismarının cürüm olduğu bir Türkiye tahayyül ediyoruz.”
‘GÖÇMENLERİN DEĞİL, ERKEK HÜKÜMRAN SİSTEMİN SİSTEMLİ SALDIRISI’
Çocuk istismarına dair haberlerin artışına dikkat çeken Çubuk, çocuk istismarı davalarındaki sorumsuzlukların kamuoyu tarafından da görüldüğünü söz etti. Bu davalarda aktif yargılama yapılmadığını belirten Çubuk, “Bu yargılamalarda erkekleri mağdur gösterecek yargılamalar yürütülüyor” dedi. Bayanlara, LGBTİ+’lara ve çocuklara yönelik bu cürümlerde son süreçte bilhassa göçmenlerin maksat alındığına dikkat çeken Çubuk, “Kadınlara, LGBTİ+ hakları ve çocuklara yönelik kabahatlerde yalnızca göçmenler yapıyormuş üzere propaganda yürütülüyor. Halbuki göçmenlerden çok evvel bu ülkede bu cürümler vardı. Tarihte çok eskiye gidersek 1921’de Maria Suphi’ye karşı işlenen kabahatler var. Bunlar göçmen eliyle yapılmadı. Buralılar tarafından yapıldı. Bu kabahatlerin bir devamlılık içinde erkek hükümran sistemin bayana yönelik sistemli saldırısı olduğunu da görerek erkeklerin bunları yapabildiğini görerek uğraş etmek gerekiyor” dedi.
‘İSTANBUL KONTRATI İÇİN UĞRAŞ EDECEĞİZ’
Kadın bir vekil olarak birinci gündemlerinden birinin İstanbul Mukavelesi olacağını söz eden Çubuk, “İlk gündemlerimizden birisi İstanbul Kontratı olacak. Hem Meclis’te hem sokakta… Zira karşımızdaki ittifak kendini erkeklik üzerinden konsolide ediyor ve maksadı de bayanların üzerindeki tahakkümü pekiştirmek. Bu tahakküm ile varlığını koruyor. Buna karşı gayret etmek için İstanbul Sözleşmesi’ne muhtaçlığımız var. İstanbul Mukavelesi’nin bizden çalınma sürecinin de bir erkek ittifakı tahkim etmek ile alakalıydı ve İstanbul Kontratı ile açılan bir alan vardı, ‘bu kontrat var, bunu imzaladık o halde buna uygun davran’ diyen bayanları durdurmak istiyordu fakat şunu unutmamak lazım, uğraş eden güçlerin tamamı legal. Bu yasallığın önünde ister kontrat olsun ister olmasın bu erkek iktidar ve ittifak duramaz. Bizim açımızdan İstanbul Mukavelesi’ni geri almak bir gayret. Biz durmayacağız bu erkek ittifakın ortadan kalkması uğraşı veriyoruz.
Diğer yandan ülkede personellerin her türlü mazeret ile işinden edildiği, sendikalaşma haklarının elinden alındığı bir devir yaşandığını da belirten Çubuk, “Sınıf çabasını temel alıyoruz ve parti olarak emek çabasını bir çalışma alanı olarak görüyoruz^” dedi.
‘HEDEFİMİZ TOPLUMSAL DAYANIŞMA VE UĞRAŞIN DAHA GENİŞ ALANA YAYILMASI’
14 Mayıs seçimlerinde tek amaçlarının Meclis’e muhakkak sayıda vekil sokmak olmadığını lisana getiren Çubuk, toplumsal dayanışma ve uğraşın daha geniş alana yayılmasını hedeflediklerini vurguladı. “İç tartışmalarımızı 28 Mayıs’tan sonra yürüteceğiz. Bunun sonuçlarını da büyük bir açıklıkla, rahatlıkla bizimle yol yürüyen ve bize takviye veren halk ile de paylaşacağız” diyen Çubuk, bundan sonraki maksatlarının üçüncü yolu güçlendirmek olacağını da belirtti. Çubuk, son olarak “Bir ümitsizlik ve karamsarlık yayılmaya çalışılıyor ve bir kaygı propagandası var. Ne yazık ki bu dehşet propagandası muhaliflerin de yaptığı bir propaganda lakin buna yenilmemek lazım. Dehşet her vakit faşizmin işine gelir. Halbuki bizim umudumuz var; umudumuz kendi örgütlülüğümüz” dedi.