Amerikan türbin kanat üreticisi TPI Composites’in Türkiye Operasyonları Üst Seviye Yöneticisi (CEO) Ole Aşıcı Johansen, “TPI Composites, deniz üstü rüzgar gücü türbininde kullanılan kanat üretimi fabrikası yatırımı için hazır. Bu fabrika için en az 100 milyon dolar yatırıma gereksinim var ve biz bu yatırımı yapmaya hazırız.” dedi.
Johansen, Türkiye Rüzgar Gücü Birliği (TÜREB) tarafından düzenlenen rüzgar endüstrisi üretim tesisleri tanıtım seyahatinde AA muhabirine iklim değişikliği ile uğraş ve Rusya – Ukrayna savaşı sonrasında artan güç fiyatları ile yine şekillenen dünyadaki pak güç dönüşümü faaliyetlerinde rüzgar gücü için büyük bir kapasite artışı beklendiğini, bu nedenle de büyük ölçülerde ekipmana muhtaçlık bulunduğunu söyledi.
Son devirde global rüzgar gücü piyasasının öbür yenilenebilir güç kaynakları üzere popülaritesinin arttığını, bu alanda iş yapan firmalarda kalite, büyüklük üzere ögelerin rüzgar gücü üretiminde verimliliği artırdığını vurgulayan Johansen, “Bir çok ülke güç projeleri planlamalarında aşikâr bir basamağa geldi ve ekipman tedariki için arayışlarını sürdürüyor. 2012’de Türkiye’de kurulan fabrikamızda Türkiye’nin birinci rüzgar kanadını ürettik. 2020’de ise Hindistan fabrikamız Türkiye grubunun liderliğiyle kuruldu. Türkiye’nin küresel operasyonlar içindeki hissesi yüzde 30’a ulaştı. Türkiye’de üretilen kanatlar ise 5 farklı kıtada 28 farklı ülkeye ihraç edildi.” diye konuştu.
Johansen, karasal rüzgar santrallerinde kullanılan kanat büyüklüklerinden farklı olarak deniz üstü rüzgar santrallerindeki kanat büyüklüklerinin 100 metreyi aştığını belirterek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de yatırımını planladığımız fabrikada üretilecek kanat uzunlukları da 100 metreyi aşkın büyüklükte olacak. Bu yüzden fabrikanın yerini seçme konusunda bir grup zorluklarla karar verme basamağındayız. Buna karar vermek sahiden sıkıntı. Düzgün bir limana da muhtaçlık bulunuyor. Fakat karar verme konusunda Türk yetkililerden de olumlu geri dönüşler alıyoruz. Bugün gerçekleştirilen ziyaret bu manada çok kıymetli. Bizim neler ürettiğimiz konusunda kendilerine bilgi vermekten ötürü mutluyuz. Üretimlerimizde Türk malı eserlerini kullanmayı önceliyoruz. Bu da ülke içindeki rüzgar gücü pazarına katkı manasına geliyor. Tüm bu gelişmeler ışığında, TPI Composites, deniz üstü rüzgar gücü türbininde kullanılan kanat üretimi fabrikası yatırımı için hazır. Bu fabrika için en az 100 milyon dolar yatırıma muhtaçlık var ve biz bu yatırımı yapmaya hazırız.”
“FABRİKA YATIRIMI 4-5 YIL İÇİNDE ETE KEMİĞE BÜRÜNECEK”
TPI Composites Tedarikçi Zinciri Yöneticisi Burak Mücahitoğlu da dünyada deniz üstü rüzgar gücü pazarının karasal rüzgar gücü pazarına nazaran daha süratli büyüdüğünü söyledi.
Türkiye’nin bulunduğu coğrafik pozisyon, denizle nakliyattaki avantajları sayesinde kanat üretim tesisinin Türkiye’de yapılmasının rüzgar gücü dalına avantaj sağlayacağını lisana getiren Mücahitoğlu, şöyle konuştu:
“Böyle bir tesisin limana yakın yerde yapılması gerekiyor. Bu manada İzmir en uygun lokasyon olarak öne çıkıyor. 100-150 metre civarında kanat üretimi bu bölgede gerçekleştirilebilir. Dış pazara ihraç edilebilir. Şimdi iç pazar için offshore olma ihtimali tahminen düşük lakin ilerde olabilir lakin dünya pazarı için bu kanatların Türkiye’de üretilmesi avantaj olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıyeten yüzde 70’i ihracat yaptığımız bu dalda Avrupa pazarında eserlerin yer bulması çok daha muhtemel. Know-how, teknoloji ve grup manasında biz bunu yapma imkanına sahibiz.”
Mücahitoğlu, bu türlü bir tesisin Türkiye’ye kazandırılmasına yönelik atılması gereken bir kaç adım olduğunu anlattı.
Deniz üstü rüzgar gücüne yönelik fabrikanın kurulmasına yönelik kolaylıkların sağlanması ve yönetmeliklerin hazırlanmasının bu kesimin gelişimi için kıymetli olduğuna işaret eden Mücahitoğlu, şunları kaydetti:
“Bir liman yanında bu tesisi kurduğumuzda çok yüksek bir ihracat potansiyeli olacak. Türkiye’de know-how olan bu dalda, vakit alsa da bu yatırımın yapılması değerli. Stratejimiz içinde bu yatırımın Türkiye’de olması gerekliliği tartışılıyor. TPI aslında dünyanın istediği köşesinde bu yatırımı gerçekleştirecek kapasitede bir şirket. Bu yatırımın dört beş yıl içinde ete kemiğe bürüneceğini düşünüyorum. Türkiye’nin ön plana çıkabilmesi için arsa, liman ve yönetmelik konusunda teşebbüs göstermesi gerekiyor. Üretim kapasitesi olarak 2-3 gigavatlık hacim üretebilir. Çok uygun bir kapasite. Yatırım bedeli yanında burada yarattığı bedel değerli. Türkiye bu türlü bir fabrika ile offshore bölümüne de girmiş olacak.”