Beş kişilik bir arkadaş grubu olarak kafeye oturdunuz. Herkes sırayla sipariş verirken çay istedi. Sıra size geldiğinde limonata içmek istediğiniz halde gruba uyum sağlamak için siz de çay söylediniz. Nesiniz siz, ezik mi? Hayır. 1950’li yıllarda ilki yapılmış ve sonradan tekrar edilmiş Asch deneyine göre siz yalnızca gruba uyum sağlamaya çalışıyorsunuz, tıpkı herkes gibi. Çünkü herkes, gruba uygun bir birey olma ihtiyacı hisseder.
Asch deneyi sonuçları bireyin gruba uyum sağlamak için yanlış bile olsa onlarla birlikte onlara uygun karar verdiğini gösteriyor. Elbette bu deney hakkında yapılan pek çok farklı eleştiri de var ancak deneyin amacının en temel düzeyine indiğimiz zaman karşımıza açık bir gerçek çıkıyor ki o da bireyin gruba uyum sağladığıdır. Gelin Asch deneyi nedir yakından bakarak bu deneyin amacını ve sonuçlarını görelim.
Asch deneyi ile ölçülen uygunluk nedir?
Psikolojik uygunluk olarak da adlandırılan uygunluk, bireyin içinde bulunduğu sosyal grubun kurallarına ve davranışlarına uyma eğilimini göstermektedir. Uygunluk, yalnızca bireyin ait olduğu kültürün genel sosyal normalarını ifade etmez; Asch deneyinde olduğu gibi kısa bir süre bir arada kaldığı sosyal grubun bile dile getirilmemiş kurallarına uyum sağlama durumunu ifade eder.
Bireyin ait olduğu, içinde bulunduğu ya da içinde bulunmak zorunda olduğu sosyal grubun normlarına hangi oranda uyum sağlayıp sağlamadığı Asch deneyinden önce de sonra da defalarca bilim insanları tarafından araştırılmıştır. Genel olarak bireyin konformist olduğu yani içinde bulunduğu grubun dile getirilmemiş bile olsa kurallarına uyumlu olduğu inancı vardır.
Asch deneyi nedir?
Gelelim yazımızın konusuna. Amerikalı bir psikolog olan Solomon Asch, kendisinden önce yapılmış olan uygunluk deneylerini inceledi ve onların bazı sorunları olduğunu tespit etti. Kendi teorisini geliştirerek bireylerin aslında içinde bulunduğu grupta azınlıkta kalmak yerine yanlış bile olsa grubun genel kanısına uyma eğilimi göstereceğini iddia etti. Bu konuda bir dizi deney yaptı ve bunlar Asch deneyi olarak adlandırıldı.
Asch deneyi denilince akla gelen ilk çalışma, Solomon Asch tarafından 1951 yılında 50 Swarthmore College öğrencisi üzerinde yaptığı deneydir. Bu deneyde 8 kişilik gruplara bir çizginin yanındaki üç çizgiden hangisine benzediği soruluyordu. Gruptaki 8 kişiden 7’si, Asch’in yardımcısıydı; bir tanesi ise olanlardan habersiz katılımcıydı. Yapılan çalışmalarda 7 kişi yanıt verdikten sonra son olarak katılımcıya söz verildi ve incelemeler bunun üzerine yapıldı.
Asch deneyinin amacı nedir, neden yapılmıştır?
Solomon Asch tarafından yapılan deneyin basit ve tek bir amacı vardı; birey, yalnız kalmak ve dışlanmak pahasına da olsa doğru bildiği düşünceyi dile getirecek miydi yoksa yanlış olduğunu bile bile sırf içinde bulunduğu gruba uyum sağlamak için onlara uygun bir cevap mı verecekti? Psikolojik uygunluk, Asch deneylerinin temel inceleme konusunu oluşturmaktadır.
Asch deneyinin sonuçları:
Solomon Asch tarafından 1951 yılında yapılan deneyde 18 deneme vardı ve bunlardan 12 tanesi kritik olarak seçilmişti. Bu kritik denemelerde gruptaki 7 yardımcı, bir çizginin yanındaki üç çizgiden hangisine benzediği sorulduğunda yanlış cevap verdiler. Gruptaki tek katılımcı son sıradaydı ve önemli olan, onun ne cevap vereceğiydi.
Asch deneyindeki katılımcıların %32’si, yanlış olduğunu bile bile gruba uyum göstererek onlara uygun yanıt verdiler. 12 kritik denemedeki katılımcıların %75’i en az bir kez gruba uyum sağlarken %25’i ise hiçbir zaman gruba uyum sağlamadı. Asch’in yardımcısının olmadığı farklı bir kontrol grubunda ise katılımcıları yalnızca %1’i yanlış cevap verdi.
Peki, katılımcılar neden gruba bu kadar kolay uyum sağladılar?
Asch deneyi sonrası katılımcılarla görüşmeler yapıldı ve deneyin gerçek yapısından bahsedilerek neden yanlış olduğunu bile bile gruba uyum sağlamak için onlara uygun cevaplar verdikleri soruldu. Cevaplar ikiye ayrıldı; normatif etki ve bilgisel etki.
Katılımcıların büyük bir bölümü verdikleri cevabın yanlış olduğunu bildiklerini ama alay edilmekten korktukları ya da tuhaf görünmek istemedikleri için bu yanıtı verdiklerini söyledi. Buna göre ilk neden gruba uyum sağlayarak normal olmaktı yani normatif etki. İkinci neden ise grubun kendilerinden daha bilgili olduğuna inanmalarıydı yani bilgisel etki.
Asch deneyi daha sonra da tekrar edildi ve bazı temel faktörler belirlendi:
- Uygunluk, kişi sayısına göre değişiyor.
- Uygunluk, görev zorluğuna göre değişiyor.
- Uygunluk, grubun sosyal statüsüne göre değişiyor.
- Uygunluk, özel yanıt verildiğinde değişiyor.
- Uygunluk, bireyin aldığı desteğe göre değişiyor.
Uygunluk, kişi sayısına göre değişiyor:
Bireyin, içinde bulunduğu sosyal gruba olan uyumunun kişi sayısına göre değiştiği görüldü. Bireyin uyumlu olması için grupta en az 5 kişi olması gerekiyor. Sayı daha az olduğunda uygunluk her zaman görülmüyor. Gruptaki kişi sayısı arttığı zaman daha uyumlu olma hali görülmüyor. Ancak gruptaki kişi sayısı artıp da yanlış cevap ortaya çıkınca katılımcı şüphelenmeye başlıyor.
Uygunluk, görev zorluğuna göre değişiyor:
İlk yapılan Asch deneyindeki bir çizginin yanındaki hangi üç çizgiden birine benzediği anlaşılır durumdaydı. Sonraki deneylerde iş biraz zorlaştırıldı ve bir bakışta anlaşılmayacak hale getirildi yani görev artık daha zordu. Bu durumda katılımcı, kalabalığın bilgisine güvenerek çok daha uyumlu oldu. Bariz yanlışlarda ise uyum sağlamaktan uzaklaştı.
Uygunluk, grubun sosyal statüsüne göre değişiyor:
İlk yapılan deneydeki katılımcılar da yardımcılar da aynı yaştaki öğrencilerdi. Sonraki deneylerde yardımcılar daha güçlü, etkili ve bilgili kişilerden seçildi. Bu kişiler yanlış cevap verseler bile katılımcı onların kendisinden daha bilgili olduğunu düşündüğü için uyum sağladı. Yani bireyin içinde bulunduğu grubun sosyal statüsünün uygunluk üzerinde direkt bir etkisi var.
Uygunluk, özel yanıt verildiğinde değişiyor:
Başka bir deneyde aynı soru soruldu ama bu sefer katılımcının özel cevap vermesi istendi, uygunluk azalmıştı. Yani bireyler, üzerlerinde toplum baskısı olmadığı zaman ve başkalarının onun ne yaptığını bilmedikleri zaman uyum göstermiyor.
Uygunluk, bireyin aldığı desteğe göre değişiyor:
Farklı bir deneyde yardımcıların büyük bir bölümü yanlış cevabı verdi ancak bir tanesi planlanmış bir şekilde doğru cevabı verdi. Tek bir kişiden bile destek aldığı zaman katılımcı, doğru düşünceye sarılarak grubun büyük bir bölümünü karşısına almayı göze aldı ve uyum sağlamadı. Yani küçük bir destek bile bireyin kendi düşüncesini savunmasını sağlayabiliyor.
Asch deneyine yapılan eleştiriler:
Solomon Asch tarafından 1950’li yıllarda yapılan deneylerin sonuçları hakkında pek çok eleştiri yapıldı. Çünkü bu dönem ABD’de bir cadı avı vardı. Biraz solcu olanlar bile komünist ajan ilan edilerek toplumdan aforoz ediliyordu. Özellikle genç öğrenciler kimsenin dikkatini çekmemeye, topluma uyum göstermeye ve başlarına bela almama çalışıyorlardı. Bu yüzden bu dönemde yapılan Asch deneyinin sonuçlarının genel geçer olmadığı düşünülüyor.
Bu düşünce üzerine sonraki yıllarda benzer bir deney yapıldı. 1980’li yıllarda yapılan benzer bir deneyde gruba uyum sağlayan kişi sayısı yok denecek kadar azdı. Çünkü toplum artık daha özgür hale gelmiş ve öğrenciler sessiz sakin kalmak yerine eleştiri yapmaya alışmıştı. Yani uygunluk, bireyin yaşadığı toplum şartlarına göre de değişmektedir.
Bireyin kalabalığa uyum sağlayarak karar verdiğini ortaya koyan Asch deneyi nedir sorusu üzerinden bu deneyin amacından ve sonuçlarından bahsettik. Bugün böyle bir deney olsa sonuçları nasıl olurdu? Konu hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.