Bakan Şimşek, ABD’de de Brookings Enstitüsü’nde düzenlenen aktiflikte, Türkiye’nin ekonomik görünümüne ait ayrıntılı bir sunum yaptı.
Şimşek, “2026’nın sonunda enflasyonun tek hanelere düşmesini öngörüyoruz. Enflasyon, uyguladığımız programa cevap veriyor” tabirlerini kullandı.
“İYİLEŞMEYE BAŞLADI”
Enflasyonun baz tesirinin ötesinde düşüş yaşayacağını ileten Şimşek, “Para siyasetinin gecikmeli tesiri devreye girmeye başladı. Negatif mali itki ve daha destekleyici gelirler siyaseti dezenflasyon sürecini hızlandıracak. Firmaların fiyatlama davranışı güzelleşmeye başladı” dedi.
Bakan Şimşek, “Türkiye’nin güçlü büyümeyi sürdürebilmesi için fiyat istikrarına gereksinimi var, büyüme ile enflasyon ortasında bir çelişki yok” halinde konuştu.
Cari açıktaki daralmaya dikkat çeken Şimşek, “Petrol ve doğal gaz üretimindeki artış, güç dönüşümü ve faal sanayi siyasetleriyle cari istikrardaki güzelleşmeyi kalıcı hale getiriyoruz. Bu sayede hem rezerv birikimine katkı sağlayacak hem de dış borcun ulusal gelire oranını düşüreceğiz” dedi.
Rezervlerdeki artışın temel sürükleyicisinin dolarizasyondaki azalma olduğuna işaret eden Şimşek, bankacılık kesimi ile gerçek kesimin artan dış borç çevirme oranları ve portföy girişlerinin de rezerv birikimine katkı sağladığını, kur muhafazalı mevduat hesaplarında Ağustos 2023’ten bu yana 100 milyar doların üzerinde azalma olduğunu aktardı.
“27 ÜLKEYLE ÖZGÜR TİCCARET ANLAŞMASI”
Şimşek, “Verimliliğin artmasını öngören bir programımız var. Türkiye ticaretteki parçalanmalara karşı güçlü bir yapı sergiliyor. Gümrük Birliği’nin yanı sıra 27 ülkeyle özgür ticaret mutabakatımız var. Toplam ihracatımızın yüzde 60’ını hür ticaret mutabakatı yaptığımız ülkeler oluşturuyor” dedi.
Şimşek, Türkiye’nin yatırım konusundaki avantajlarına değindi. Ülkenin 90 milyona yaklaşan nüfusu ve 15 bin dolarlık kişi başına geliriyle büyük bir iktisat olduğunu belirtti.
Ülkenin büyüme performansının gelişmekte olan ekonomiler ortasındaki örneklerinin çok üzerinde olduğunu belirterek, “Sadece büyük bir iktisat değiliz, tıpkı vakitte süratli büyüyoruz” tabirlerini kullandı.
Ülkenin güçlü ve nitelikli bir iş gücü piyasasına sahip olduğuna dikkat çeken Şimşek, her yıl 1 milyonu aşkın yetişmiş iş gücünün üniversite ve meslek okullarından mezun olduğunu iletti.
YAPISAL ISLAHATLARA HIZ
Şimşek, Ülkede güçlü bir üretim kültürü olduğuna değinerek, “Peki, neden kimi gelişmiş ekonomiler kadar varlıklı değiliz? Zira hala katma paha zincirinde üst çıkamadık. Bu, üzerinde çalışmamız gereken bir husus. Orta yüksek ve yüksek katma kıymetli eserler üretmek için yapısal ıslahatlara sürat kazandıracağız” halinde konuştu.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketinin (TUSAŞ) Kahramankazan’daki yerleşkesine yönelik terör saldırısına ait soru üzerine Şimşek, Ankara saldırısının Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından çabucak sonra gelmesinin “tesadüf” olmadığını belirtti. Ayrıyeten, “Bu, PKK’nın bir terör örgütü olduğunu ve kimi çevrelerin birlik ve barış istemediğini gösteriyor” sözlerini kullandı.
TÜRKİYE VE BRICS
Türkiye’nin BRICS’e katılma isteği hakkında Şimşek, BRICS’in mevcut formatıyla bir diyalog platformu olduğunu ve Avrupa Birliği (AB) üzere daha yapısal bir platformla eşit olmadığını belirtti.
Türkiye’nin AB için bir yük olmaktan çok kazanım olduğunu kanıtladığını belirten Şimşek, “Gerçekten daha derin bir entegrasyon istiyorlarsa Türkiye’ye gereksinimleri var lakin kendi siyasetleri buna mahzur oluyor” tabirlerini kullandı.
Türkiye’nin AB ile yakınlığının iki taraf için de yararlı olacağını ileten Şimşek, fakat Avrupa siyasi etraflarında bu stratejik derinlik ve perspektifin görülmediğini aktardı.
ABD SEÇİMLERİ VE TÜRKİYE
Bakan Şimşek, ABD’de Cumhuriyetçilerin lider adayı Donald Trump’ın uygulamayı düşündüğü tarifelerin Türkiye’yi nasıl etkileyeceğine dair soruya ait, adaylar hakkında yorum yapmanın uygun olmayacağını söyledi.
Yapılan açıklamalara nazaran ABD’nin vergi kesintileri nedeniyle daha büyük bir bütçe açığına sahip olacağının öngörüldüğüne işaret eden Şimşek, daha büyük açığın artan borç manasına geleceğini kaydetti. Şimşek, bunun da daha yüksek uzun vadeli faiz oranları ve güçlü dolar manasına geleceğini belirterek, bu durumun gelişmekte olan piyasalar ve münasebetiyle Türkiye’ye hizmet etmeyeceğini lisana getirdi.
Muhtemel ticari ayrışmalardan Türkiye’nin de etkilenebileceğini söyleyen Şimşek, bunun Türkiye ile AB’yi yakınlaştırıp yakınlaştırmayacağı veya Gümrük Birliği muahedesinin güncellenmesine yol açıp açmayacağını söylemenin Avrupa siyasi ortamı nedeniyle güç olduğunu belirtti.
“SİYASET BUNA PÜRÜZ OLUYOR”
Şimşek, Gümrük Birliği’ni hizmetler, kamu alımları ve tarımı da kapsayacak biçimde güncellemenin ticaret hacmini uzun vadede iki katına çıkarabileceğini aktararak, “Herkes bundan faydalanabilir lakin siyaset buna mani oluyor” açıklaması yaptı.