Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, doğal kaynakların hızla azaldığına dikkati çekerek, “Şu bir gerçek ki bizler gidişatı tersine çevirebilecek son nesiliz. Omuzlarımızdaki bu sorumluluğun hakkını vermekle mükellefiz.” dedi.
“TARİFSİZ BİR MUTLULUK”
Kitapta kendi çevre hikayesini kaleme alan Emine Erdoğan, tanıtımda yaptığı konuşmada, böyle anlamlı bir kitabın meydana gelmesinin “tarifsiz bir mutluluk” olduğunu söyledi.
Kitabın, herkes tarafından sevilen aralarında sanatçı, sporcu ve çevre aktivistlerinin de olduğu çok özel bir yazar kadrosu tarafından kaleme alındığını belirten Emine Erdoğan, “Emeği geçen herkese, en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Kitaptaki her bir satırın yepyeni pencereler açacağına inanıyorum. Umarım o pencerelerden, umut dolu bir dünyanın geleceğini seyrederiz. Naçizane ben de kendi hikayemi ve Sıfır Atık Projesi’ni anlatmaya çalıştım. İstedim ki ülkemize uluslararası platformlarda büyük takdir kazandıran Sıfır Atık Projesi’nin ruhu daha çok insana ulaşsın.” diye konuştu.
“2021’DE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ GÖSTERGELERİ REKOR SEVİYEYE ULAŞTI”
“DOĞA ARTIK BU STRESİ KALDIRAMIYOR”
İklim değişikliğinin etkilerine işaret eden Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Doğa artık bu stresi kaldıramıyor. Büyük bir dönüşüme ihtiyacımız var ve bunu başarmak, insanların her zamankinden çok dayanışma içinde olmasına bağlı. Raporların bilimsel dilini gündelik yaşama ne yazık ki tercüme edemiyoruz. Çünkü tabiatla olan ilişkimiz pamuk ipliğine bağlı kalacak kadar zayıflamış durumda. Halbuki etrafımızda olup bitenleri yani tabiatı okuyabilsek, bizimle doğrudan konuştuğunu anlayacağız.”
“RÜZGARLAR ARTIK BAŞKA DİYARLARDAN HOŞ KOKULAR DEĞİL YIKIM TAŞIYOR”
“BİZLER GİDİŞATI TERSİNE ÇEVİREBİLECEK SON NESİLİZ”
İklim değişikliğinin ekonomiden teknolojiye, gıda ve su kaynaklarından insan haklarına kadar hayatın her alanını etkilediğini vurgulayan Emine Erdoğan, şöyle devam etti:
“Doğal kaynaklarımız hızla azalıyor. Yaşanması güç bölgelerin artması, ‘iklim mültecisi’ insanların, nüfusunu çoğaltıyor. Şu bir gerçek ki bizler gidişatı tersine çevirebilecek son nesiliz. Omuzlarımızdaki bu sorumluluğun hakkını vermekle mükellefiz. ‘İnsan, inandığı gibi yaşamazsa, yaşadığı gibi inanır.‘ Sanayileşme bizi doğanın yanına değil karşısına konumlandırdı. Buna inandığımız günden beri tabiatı ötekileştiriyoruz. Varlığımızın bağlı olduğu ekosistemleri tehlikeye atıyoruz. Oysa toprağın, ‘sadık yari’ olduğuna inanan insanlar için tabiat bir yağma alanı olamaz. Hayvanların, bitkilerin, suyun, toprağın hakkına riayet etmek, ‘dünyanın, ortak evimiz’ olduğuna inanmakla mümkündür. Kısacası, tabiatla olan ilişkimiz, medeniyetin aynasıdır. Bizim medeniyetimiz bu anlamda dünyanın son gününe kadar insanlık tarihine verilmiş eşsiz bir armağandır. Dünyanın ilk ve en mükemmel çevre nizamnamesi, ilk hayvan hastanesi, doğaya ve mahlukata adanmış sayısız vakıf, medeniyetimizin eserleridir. Tüm bunlar, tabiatı öteki gibi değil Yaradan’ın şükredilmesi gereken bir nimeti olarak görmenin ürünüdür. ”
“SIFIR ATIK PROJESİ DÜNYANIN DA TAKDİRİNİ KAZANDI”
Dünyaya bir iyilik abidesi kazandırmak, çocuklara tükenmeyecek zengin bir miras bırakmak için bu anlayışı ayağa kaldırmaları gerektiğini vurgulayan Emine Erdoğan, Sıfır Atık Projesi’nin böyle bir motivasyon oluşturduğunu dile getirdi. 2017’de ilk adımı atılan Sıfır Atık Projesi’nin dünyanın da takdirini kazandığını vurgulayan Emine Erdoğan, “Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü, 2019’daki raporunda, Türkiye’den övgüyle bahsetti. ‘Umut vadeden proje’ olarak örnek gösterdi. Birleşmiş Milletlerin, iki önemli kuruluşunun, özel çevre ödüllerine layık görüldü. Yakın bir zamanda, Akdeniz Parlamentosu’nda, 21 Akdeniz ülkesinin, çok sayıda projeyle katıldığı yarışmada en iyi proje seçildi. 2023’te sıfır atığı tüm ülkede, eksiksiz olarak yaygınlaştırmayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“DOĞAYI ÖYLE SEVİN Kİ ÇOCUKLARINIZIN EN KIYMETLİ YADİGARI BU SEVGİ OLSUN”
Her zaman desteklediği çevre projelerine büyük bir önem verdiğini dile getiren Emine Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu çabanın temelinde, rahmetli anne babamın muazzam örnekliği vardır. Zira bir çocuğun hayata dair tüm değerleri öğrendiği ilk eğitim yuvası, ailesidir. Annem, hayvanların ve bitkilerin yanında bağırmamayı tembihler, çiçekleri sadece suyla değil, tebessümle de beslerdi. Çocukken bir defter yaprağını tam kullanmadan yırtmam üzerine babamın, ağaçların hakkına dair uzun öğüdünü hiç unutamam. Bu sayede insanın en önemli görevlerinden birinin tüm yaratılmışların hakkını teslim etme gayreti içinde olması gerektiğini öğrenmiştim. Görerek büyüdüğüm bu davranış modelleri, kalbimde büyüyen doğa sevgisinin tohumlarıdır. O yüzden buradan anne babalara seslenmek istiyorum, toprağı, suyu, yeşili öyle sevin ki çocuklarınızın en kıymetli yadigarı bu sevgi olsun.”
Emine Erdoğan, sanatçı Deniz Sağdıç’ın atıklardan oluşan portrelerinin Millet Kütüphanesi’nde sergileneceğini belirterek, tanıtım programı kapsamında sergideki eserlerden örneklerin de yer aldığını söyledi. Emine Erdoğan, “Bugün burada göreceğimiz eserler, çevre konusundaki hassasiyetlerin sanatla ne muhteşem bir ifadeye kavuştuğunu ortaya koyuyor. Kendisini çok tebrik ediyorum.” dedi.
“Aydınlık bir gelecek için, dur durak bilmeden çalışacağımız, nice projede buluşmayı diliyorum.” diyen Emine Erdoğan, kürsüyü iklim elçilerine bıraktı.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi öğrencisi Muhammet Rüştü Aktaş, çevre ve iklim değişikliği konuşlarında fikirlerini daha güçlü bir şekilde ifade etme, araştırmalara ve karar alma süreçlerine aktif bir katılım sağlama fırsatı bulmasının, geleceğe dair umudunu ve inancını güçlendirdiğini söyledi.
Aktaş, “İklim elçisi arkadaşlarımla birlikte iklim değişikliğinden en çok etkilenen ve kırılgan gruplar arasında yer alan çocukların ve biz gençlerin haklarını dile getirmekten ve mücadelemizi sürdürmekten vazgeçmeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Kitaba katkı sağlayan gazeteci Güven İslamoğlu, eserin sunumunu yaptı. Konuşmaların ardından Samira grubu mini bir konser verdi.
Daha sonra Emine Erdoğan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Bakan Murat Kurum ve eşi Şengül Kurum ile kitapta emeği geçen katılımcılar ve iklim elçileriyle fotoğraf çektirdi.
Emine Erdoğan’a kot atıklarından portre sürprizi
Ardından Emine Erdoğan ve Bakan Kurum, Deniz Sağdıç’ın program için bahçede yer alan “Sıfır noktası” adlı sergisindeki atıklardan oluşan portre eserlerini inceledi. Emine Erdoğan, eserlerde kullanılan atıklara ilişkin Sağdıç’tan bilgi aldı.
Bakan Kurum, Emine Erdoğan’a Deniz Sağdıç’ın kot (denim) kumaş atıklarıyla yaptığı portresini takdim etti. Eserin üzerindeki örtüyü kaldıran Emine Erdoğan, kendi portresini görünce şaşkınlığını gizleyemedi.
“ATIKLAR ATILMASIN DA AZALSIN”
Emine Erdoğan, sergide en çok dikkatini çeken eserlere ilişkin de değerlendirmede bulunarak özellikle ilaç atıkları ve poşetlerden yapılan portreleri beğendiğini belirtti. Erdoğan, “Atıklar atılmasın da azalsın. Daha çok atık yapalım da daha çok sanat eseri çıksın değil.” şeklinde konuştu.
“Ben burada atıkların nelere dönüşebileceğini, nasıl ham madde olarak kullanılabileceğini, doğru ayrıştırılırsa nelere evrilebileceğini göstermeye çalışıyorum. İnşallah başarılı oluruz, sesimiz daha güzel ve iyi bir şekilde çıkar.”
Kauai kuşu figürlü yüzük
Programda Emine Erdoğan’ın parmağında nesli tükenen kauai kuşu figürlü yüzüğün bulunması da dikkati çekti. Gazetecilerin yüzüğün hikayesini sorması üzerine Emine Erdoğan, kuş figürünün yaka iğnesi olarak Bursa Olgunlaşma Enstitüsü tarafından yapıldığını, daha sonra bunu yüzüğe çevirdiğini söyledi. Emine Erdoğan, nesli tükenen kuşun hikayesini anlatırken ağlamamak için kendini zor tuttuğunu söyledi.
İklim elçileri yeşil deftere görüşlerini yazdı