Zihin öyle muhteşem bir yapıdadır ki hayal ettiği duyguyu yaşar ve hatta beden devamında psikosomatik belirtiler gösterir. Mesela bir kitap okursunuz,bunun bir macera kitabı olduğunu düşünelim, her karakter her olay gözünüzde canlanır. Heyecanlanırsınız, kalp altışlarınız hızlanır. Bazen tüm vücudunuzu ateş basar. Oysaki gözünüzün önünde olan tek şey harflerdir. Peki sadece harfler topluluğuna bakarak vücut ısınız nasıl yükseldi? Çünkü zihin hayal etti ve beden hayal edilen bu duyguya aynı yaşamış gibi yanıt verdi. Yani kendimizi karşımızdakinin yerine koyarak onun bakış açısıyla duruma bakabildiğimizde onunla aynı duygulanıma sahip olacağız demektir. Karşımızdakinin duygusuna eşlikçilik etmek onunla iletişim kurabilmenin en önemli basamağıdır. Çünkü hepimiz bizi anlayan insanlarla birlikte olmak isteriz. Anlaşılmayacağımızı düşündüğümüzde konuşmak bile istemeyiz. Anlaşılmak, duygularımızın görünür olması amacıyla birçok sanat dalı doğar. Herkes kendi bakış açısıyla ve yeteneğiyle duygusunu yansıtmak ister. Bu konuda Hazreti Mevlananın çok önemli bir sözü var.’ Ne kadar bilirsen bil anlattıkların karşındakinin anladığı kadardır.’ Bu sebeple anlamak aktif bir süreç gerektirir. Bir insanı anlamak için herkesin ayrı pencereden baktığını bilmek gerekir.
Empati bize ne kazandırır?
Öncelikle farklı bakış açıları geliştirmek, hayatı anlamlandırma ve kendi zihin dünyamızı geliştirme adına çok büyük bir kazanımdır.
‘Kişi kendi için istediğini mümin kardeşi için istemedikçe gerçekten iman etmiş sayılmaz’ hadisi şerifinde bize anlatılan ufka erişebilmek için de empati kurmak zorundayız. Kendimiz için istediklerimizi bir de başkalarının bakış açısından düşünelim. Ya da kendimiz için istemediğimiz şeyleri başkalarına yapmamızın önüne geçer.
İletşimde yargılamak ve eleştirmek birbirimizi anlamamızın önündeki en büyük engellerdendir. Empati kurarak yaklaştığımızda birbirimize olan yoğun yargı ve eleştirlerin önüne geçebiliriz.
Olaya bir de onun penceresinden bakarak onu ,haklı bulalım ya da bulmayalım,onu anlayabiliriz. Bu da bizi kırıcı ve yıkıcı davranmaktan alıkoyar.
Empatik düşünce orta yol bulup yeni davranış kalıpları geliştirmemizi sağlar.
Yanlış anlaşılma durumlarının önüne geçer.
Aslında sadece anlamak değil onu davranış olarak da gösterebilmek empatinin bir boyutudur. Yaprakları solmuş çiçeğin su ihtiyacını anlamak değil sadece o çiçeği sulamak gerekir.
Birisi bizimle empati kuruduğunda ne olur?Anlaşıldığımızı ve önemsendiğimizi hissederiz. Rahatlama hissi yaşarız.Bazen sorun çözülmese bile yargılanmayan, eleştirmeden sadece duygumuzu anlamaya çalışan birileri yanımızda olduğunda iyileştiğimizi hissederiz.
Empatik iletişimin topluma yayılması dileğiyle….