Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, bazı basın yayın organlarında, Sağlık Bakanlığı’nın Verem teşhisinde kullanılan solüsyonun temininde aksamalar olduğu ve miadı geçmiş solüsyonların kullanıldığı yönünde asılsız iddialara yer verildiği aktarıldı.
Tüberküloz tanısında kullanılan PPD solüsyonunun, tüberkülin deri testi yapılırken kullanıldığı belirtilen açıklamada, “Bu test tek başına hastalık tanısı için kullanılmamaktadır, ancak dolaylı olarak yardımcıdır. Bilindiği üzere biyolojik ürünler, üretiminden kullanımına kadar başta soğuk zincir olmak üzere ürün güvenliği adına birçok parametre yönünden izlenmekte, teste tabii tutulmaktadır. Ürünlerin raf ömrü, stabilizasyon testlerine göre belirlenmektedir. Mevzuat gereği belirlenen asgari raf ömrü süresi, ürünün tabi tutulduğu testler sonucunda güncellenebilmektedir; bu olağan bir uygulamadır. Bakanlığımızın tedarik ettiği PPD solüsyonunun üretim tarihinden itibaren raf ömrü 48 aydır. Bunun yanında ilave yeni ürün temini için ihale süreci herhangi bir gecikme olmaksızın normal sürecinde devam etmektedir” denildi.
Tüberkülozla mücadelede bir aksamanın söz konusu olmadığı kaydedilen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Ülkemizde başarı ile yürütülen Ulusal Tüberküloz Kontrol Programı sayesinde her yıl hasta sayısında azalma gözlenmektedir. 2005 yılında 20 bin 535 olan tüberküloz hasta sayısı 2020 yılında 8 bin 925’e, 2005 yılında yüz binde 29,4 olan insidans hızı da 2020 yılında yüz binde 10,6’ya düşmüştür. 2005 yılına göre 2020 yılında toplam olgu hızında yüzde 56,5 azalma olmuştur. Ülkemizde Tüberküloz’a yönelik tanı ve tedavi hizmetleri tüm sağlık kuruluşlarında ücretsizdir. Tüberküloz ve dirençli Tüberküloz hastalarının tedavisinde kullanılan birinci ve ikinci seçenek ilaçlar, Bakanlığımız tarafından temin edilerek ücretsiz olarak sağlık kuruluşlarına ve hastalarımıza ulaştırılmaktadır.”