Karar gazetesi müellifi Ahmet Taşgetiren, bugünkü yazısında, iktidar için 20 yılın uzun bir müddet olduğunu ve insanların oradan hiç gitmeyecekmiş hissine kapılabileceğini belirterek, “Ama bence bu, hayati bir yanlıştır. Şimdiden söyleyeyim, unutulmayacak ve bir iktidar değişiminde masaya yatırılacak çok sayıda sıkıntı var” dedi.
“Şimdi, yargıda, emniyette, medyada sağlanan güçle üstünün kapatıldığı düşünülen pek çok sorun, yeni yargı, yeni emniyet, hatta yeni medya sisteminde teker teker gündeme gelir” diyen Taşgetiren, açılabilecek belgeleri 20 unsur şöyle sıraladı:
-17-25 Aralık’ın milat sayılması sorgulanır mesela.
-Yine, 17-25 Aralık’ın yolsuzluk boyutu sorgulanır.
-Rıza Zarrab ile bağlar sorgulanır.
-“Ne istediler de vermedik” yaklaşımı sorgulanır.
-SADAT konusu tüm ilgileri ile sorgulanır.
-15 Temmuz’da sahiden ne oldu, darbe ihbarı geldikten sonra MİT ne yapamadı – Genelkurmay ne yapamadı da 250 kişi can verdi, binlerce kişi yaralandı, sonra MİT Lideri yerinde kaldı, Genelkurmay Lideri çok çok yetkili hale geldi, buradaki sorular yanıtsız kalabilir mi? TBMM’nin 15 Temmuz evrakına ne oldu, sorulur. SADAT’ın 15 Temmuz’da rolü var mı, sorgulanır.
-İhaleler sorgulanır mesela. Diyelim şu anda Sedat Peker’in açıklamaları ile bağlantıları tartışılan Mehmet Cengiz, ve isimleri onunla birlikte dillendirilen haydi nazik sözle söyleyelim “5 seçilmiş müteahhit” nasıl “davet adabı ile” milyarlık ve ballı ihalelere gark oluyorlar, muhalefet şimdiden bunları masaya yatıracağını bas bas bağırmıyor mu?
-Bu ortada kimler, nereye, hangi motivasyonla milyon dolarlık transferlerde bulundu, bu evraklar açılır.
-Etkili ailelerin devlet bürokrasisi ile alakaları sorgulanır.
-Bir saray belgesi oluşur kesinlikle. Oradaki tüm takımlaşma isim isim kıymetlendirilir. Diyelim şu anın muhalefeti bu türlü bir yapı düşünmediğine nazaran şayet iktidara gelirse onun için yeni bir formül geliştirecektir.
-Medya yapılanması katiyen sorgulanır. Havuz- mavuz işleri, ayrıyeten devlet bankalarından sağlanan kredilerle medya oluşumları sorgulanır.
-Yargıda FETÖ Borsası diye bir başlığın açılmaması mümkün mü? Cumhurbaşkanlığı avukatlarının aktifliği katiyen bir gündem konusu olur.
-Cumhurbaşkanına hakaret davalarının tartışılmaması mümkün değil.
-Yargıda verilen kararlar, “yargı kararı” denilip üstü kapatılacak nitelikte mi? “Alnı secdeye gelenler” telaffuzunun sonunda nasıl bir yargı sistemi oluşturduğu problemi nasıl kapanır? Sonraki yargı yapılanmaları sahiden yargı bağımsızlığı – tarafsızlığı çerçevesine oturuyor muydu?
-KHK’larla bir gecede binlerce insanın defterinin dürülmesi bir hukuk devletinde nasıl mümkün olabildi? Bu evrak açılmaz mı?
-Bir “kayyım masası” kurulması kaçınılmaz bence. Seçilmiş belediye liderlerinin misyondan alınıp kayyımla idareye gidilmesi demokratik haklar açısından,
-FETÖ ilişkisi gerekçesiyle el konulan iktisadi kuruluşlara yönelik kayyım uygulaması, buralarda yapıldığı sav edilen yolsuzluklar sebebiyle masaya yatırılır.
–Süleyman Soylu adabı İçişleri Bakanlığı idaresi değerli bir gündem oluşturacaktır yarınlarda. Sayın Soylu’nun girdiği fotoğraf kareleri de kesinlikle konuşulacaktır.
-Hendeklere nasıl göz yumulduğu da bir gündem konusu olur kesinlikle.
-Tabii bütünüyle sistem sorgulanacaktır. Bütünüyle ekonomik yapı sorgulanacaktır.”
Taşgetiren “Sayın Cumhurbaşkanı partililere hitaben “2023’te kaybedersek kaybedeceğimiz çok şey var” dediğinde, tahminen de öbür şeyleri kastediyordur, bu sözlerden onu dinleyenler ne anladı, iktidarın işlerine daha sorgulayıcı bakanlar ne anladı, düşünmek lazım” tabirini kullandı.
Yazının tamamını okumak için