İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, “Göç Doktrini ve Stratejik Aksiyon Planı” tanıtım toplantısında konuştu.
Meral Akşener, “Türkiye’de en optimist varsayımla 3 milyon 654 bin 257 Suriyeli sığınmacı var” dedi, 2026’ya kadar bütün Suriyelilerin ülkesine döneceğini söz etti.
Başka ülkelerden 650 bin civarında sığınmacı ve 3 milyon 500 bin kaçak göçmen dahil olmak üzere, Türkiye’de en az 8 milyon sığınmacı ve kaçak göçmen bulunduğunu öne süren Akşener, “2021 Eylül ayından beri Türkiye’ye kaçak giriş yapan Afgan kökenli göçmenler ise haklarında hiçbir bilgi bulunmadığı için bu hesaplamaya dahil değil. Yeniden de bu sayı, BM’nin tanıdığı 193 ülkenin 91’inin nüfusundan daha fazla.” diye konuştu.
İYİ Parti Önderi Meral Akşener, şöyle devam etti:
“AKP iktidarında ve Sayın Erdoğan sayesinde, asla bunu unutturmamak gerekir, mültecilere, göçmenlere, kaçakçılara, sığınmacılara, müracaatçılara kızabiliriz fakat o öfkenin odaklanacağı yer, Sayın Erdoğan ve AKP iktidarıdır. Bu öfke şayet, yalnızca bu yabancılar üzerinde odaklanırsa tam da iktidarın beceriksizliklerini, hatta bu ülkeye bilerek yaptıkları en büyük kötülükleri unutturmuş olur, onları perdelemiş olur ve biz yani aziz Türk milleti, hepimiz çırak çıkmış oluruz. Bu hesap sorulmalıdır, bu hesap, ülkemizi bir hendek haline getiren Sayın Erdoğan ve iktidarından sorulmalıdır. Nerede sorulmalıdır? Bu iktidarı götürmek üzere sandıkta sorulmalıdır, demokrasiyle sorulmalıdır.”
“TOPRAKLARIMIZ GÖÇMEN DEPOSUNA DÖNÜŞMÜŞTÜR”
Sunumunu yaptıkları Göç Doktrini ve Stratejik Aksiyon Planı’nın, iş başına geldiklerinde yapacakları, kararlılıklarını ortaya koydukları bir yol haritası olduğunu bildiren Akşener, iktidara gelmeleri halinde bu yol haritasını büsbütün uygulayacaklarını kaydetti.
Meral Akşener, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Türkiye bir hendek olmuştur, Türkiye’yi bu hendek haline, göçmen havuzu haline ve Avrupalıların neredeyse çöplüğü haline getiren bu anlayışı perdelersek, öfkemizi bu tarafa yönlendirir ve o tarafı perdelersek tekrar söylüyorum, bu ülkeye yapılan en büyük ihanettir. Bugün AKP sayesinde, maalesef topraklarımız bir göçmen deposuna dönüşmüştür bunu unutmayacağız. AKP ve Sayın Erdoğan sayesinde. Şimdiye kadar yapan siyaset anlayışımızın gereği olarak yapılması gerekenler konusunda iktidarı uyarmaktan hiç geri durmadık. Muhalefette olsak bile idaresi devralmaya hazır bir siyasi partinin sorumluluğuyla hareket ettik.”
“Suriye’ye gidip Esad’la görüşmeye hazırım.” diyen Akşener, sığınmacılar konusunda tekraren araştırma önergesi verdiklerini tabir etti.
Akşener, “Milleti bu cendereden birlikte çıkaralım.” diyerek yaptıkları davetlerin, iktidar tarafından duymazdan gelindiğini söz etti:, “İktidar her vakit olduğu üzere sorunu da görmezden gelmeye devam etti. Birbiriyle çelişen, tutarsız açıklamalarla insanlarımızı huzursuz etti. Ensar, muhacir kavramları üzerinden mevzuyu temel bağlamları üzerinden çıkartıp kendi ideolojik çıkarları çerçevesinde tanımda bulunarak siyasi tabanlarını konsolide etmeye çalıştı. Fakat artık takke düştü, kel manzara.”
İçişleri Bakanlığına atandığı 1996’da, daha bugünkü durumlar yokken göçle ilgili brifing aldığını aktaran Akşener, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Şimdi, AK Parti’den evvel her iktidarın itinayla uyguladığı bir devlet siyaseti, AK Parti tarafından terk edildi. Bugün geldiğimiz noktada artık sığınmacılar için kaynak ülke Suriye, hendek ülke Türkiye, gaye ülkeler Avrupa haline gelmiş durumda. İYİ Parti iktidarında, Suriyeli sığınmacıların her hal ve koşulda, mümkün olan en makul müddette, biz bunu 3 yıl olarak öngörüyoruz, ülkelerine dönmelerini sağlamak amacımız aksiyon planımızda yer alıyor. 1 Eylül 2026’da iktidarımızın 3’üncü yılının sonunda tüm Suriyeli sığınmacıları memleketlerine kavuşturmuş olacağız.”
EYLEM PLANI
Toplantıda, Göç Doktrini ve Stratejik Aksiyon Planı’nın detayları, GÜZEL Parti Ulusal Güvenlik Siyasetler Lideri Tolga Akalın tarafından aktarıldı.
Mevcut durumu özetleyen Akalın, Türkiye Cumhuriyeti’nin demografik yapısını ve Türk kimliğini korumak emeliyle Ulusal Göç Doktrini’ni hazırladıklarını söyledi.
Koruma kapsamındaki Suriyeli sığınmacıların her hal ve koşulda, mümkün olan en makul müddette ülkelerine dönmelerini sağlayacaklarını belirten Akalın, bu makul süreyi 3 yıl olarak tanımladı.
İktidar olmaları durumunda birinci gün, birinci ay ve birinci yılda atacakları adımları anlatan Akalın, Suriye ile ikili bağların olağanlaşması ve iş birliği alanlarının genişletilmesinin hedefleneceğini kaydetti.