CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na destek tweet’i attığı gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un rütbeleri söküldü.
Uzun hakkında verilen rütbeleri geri alınma kararında şu ifadeler yer aldı:
“Hakkında 7145 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 26. Maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 35. Madde doğrultusunda soruşturma yürütülen Emekli Emniyet Müdürü Sabri Uzun’un 10 Haziran 2022 tarihi itibarıyla rütbelerinin geri alınmasına karar verildi. Kararın, kendisine tebliğ edilmesi ile birlikte Uzun’un Polis kimliği ve silahı da geri alınacak.”
Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Uzun, Kaftancıoğlu’na sosyal medya paylaşımları nedeniyle “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret”, “Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlarından verilen 4 yıl 11 ay 20 gün hapis cezasının Yargıtay tarafından onanmasının ardından yaptığı paylaşımda, “Sn Kaftancıoğlu, Halide Edip, 23 Mayıs 1919 günü İngiliz işgali altındaki İstanbul Sultanahmet meydanında özgürlük nutku atmıştı. İşgalciler bile ona, senin gibi ceza vermemişlerdi. Türk kadınlarını sizin şahsınızda kutluyorum” demişti.
Sabri Uzun daha önce de “Cumhurbaşkanına hakaret”, “terör örgütü propagandası yapmak” ve “terör örgütüne yardım…” iddialarıyla tutuklanmış, bir süre cezaevinde kalmıştı.
SABRİ UZUN KİM
Hadi biraz yakın geçmişe dönelim.
Ergenekon savcısı Zekeriya Öz’ün giderayak yaptığı son marifeti Odatv baskınıydı. 14 Mart 2011 günlü baskında “Ulusal Medya 2010”, Ahmet Şık’ın “İmamın Ordusu” adlı kitabının taslakları, ayrıca, “Nedim”, “Hanefi”, “Sabri Uzun” adı verilen word metinlerinin “bulunduğu” açıklanmıştı.
“Sabri Uzun” adı verilen metinde yer alan “şık-sabri kitap” adlı metin, soruşturmanın gizliliği-mizliliği lafları arasında anında yandaş medyaya servis edilmiş, Sabri Uzun adı öne çıkarılmıştı.
Sabri Uzun, daha Ergenekon’un “e”si bile piyasada yokken, sonradan kendisini de katacakları bir tertibin hazırlığını ne zaman fark etmiş, nasıl tepki göstermişti?
Sabri Uzun’un “İN” kitabında yer alan FETÖ’nün devlet örgütlenmesi ve faaliyetleriyle ilgili bilgiler, 2011 yılında Ergenekon davasına bakan hâkimlerce gizlendiği ortaya çıkmıştı.
Ergenekon tertibi sanıklarından Gazi Üsteğmen Av. Serdar Öztürk’ün talebiyle mahkemeye getirtilen, Sabri Uzun’un 20 Eylül 2010 tarihli İçişleri Bakanlığı müfettişlerine” vermiş olduğu ifadesindeki kritik bilgiler, yine aynı mahkeme tarafından gizlilik gerekçesiyle devlet kurumlarından ve kamuoyundan saklanmıştı.
ERGENEKONUN SEYRİ DEĞİŞİRDİ
Ergenekon mahkemesinin bu ifadeyi neden gizlediğini Sabri Uzun, Aydınlık’a şöyle anlatmıştı:
“Buna ne denir ki? Bu mahkeme mi ben onu da bilmiyorum. Konu artık vatandaşın değerlendirmesinden çıkıp HSYK’nın soruşturma konusu olması lazım. 2010 yılında bu ifade ortaya çıkmış olsaydı Ergenekon davasının seyri değişirdi.”
EMNİYET İMAMINI ANLATTI
Sabri Uzun, Mülkiye Başmüfettişleri Ferda İleri, Mustafa Üçkuyu, Mülkiye Müfettişi Mustafa Yavuz ile Polis Başmüfettişi Necat Özdemiroğlu’na verdiği ifadede, cemaatin emniyet imamı Osman Hilmi Özdil’in, nüfuzunu kullanarak yürüttüğü faaliyetlerini tek tek anlatmıştı.
DEVLET, CEMAAT OLMUŞ!
Uzun, ifadesinde bir başka çarpıcı olayı şöyle anlatıyor:
“Hanefi Avcı’nın ‘Haliç’te Yaşayan Simonlar’ isimli kitabının 500. sayfasında kanunsuz olarak telefonu dinleyenler arasında benimde ismim zikrediliyor. İddia doğrudur. Tanıdığım sivil bir şahıs, benim telefonumun dinlenip dinlenmediğini öğrenmesi amacıyla, siyasi bir kimliği olan şu anda milletvekili olan birisine sordu. O şahıs ‘Evet Sabri Uzun’un telefonu dinleniyor’ demiş. Ben bu dinlenme olayını duyduktan sonra, yaklaşık 2 yıl önce Emniyetten bir Daire Başkan Yardımcısına, ‘Benim telefonum dinleniyor mu, bir tetkik et’ dedim. Daire Başkan Yardımcısı arkadaş bana dönmediği gibi beni bir daha da aramadı. Belli ki bana söyleyemeyeceği bilgilere ulaşmıştı…ben bu konuda devlet organlarının cemaat organı olarak kullanıldığı kanaatine vardım.”
“Devlet adına dava adamlığı yapacak kahraman karakterli kişiler, Ergenekon, Balyoz, Odatv, Devrimci Karargâh, Amirallere Suikast, Fuhuş ve Casusluk, Atabeyler, Uyuşturucu Baronu gibi davalarla Silivri, Metris, Maltepe, Buca, Mamak cezaevlerinde çürütüldüler, ölüme terk edildiler, çünkü Cemaat onlardan korkuyordu.
“Türkiye’nin asker, polis, gazeteci, siyaset adamı, işadamı gibi en deneyimli, yetişmiş insan gücünü cezaevlerine tıktılar. Ergenekon Davası’ndan tutuklanıp cezaevine gönderilenlerin yaş ortalaması 58’dir. Dünyada bu yaş ortalamasına sahip hiçbir örgüt görülmemiştir.”
Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, Kırmızı Kedi Yayınları’ndan çıkan “İN” adlı kitabında böyle diyordu.
Emniyet istihbaratının kilit ismi Uzun kitabında, FETÖ’nün örgütlenmesini, eylemlerini, yasadışı tertiplerini somut olaylara dayanarak çarpıcı bir biçimde anlatıyordu.
KİTAPTA NELER VAR?
359 sayfalık “İN”deki bazı bölüm başlıkları şöyleydi:
“Kuleli Askeri Lisesi’nde Cemaat Örgütlenmesi”, “Hanefi Avcı, Karınızın Telefonunu Dinliyor!’ Yalanıyla Hükümeti Kuşatma Operasyonu”, “Van’dan Ankara’ya Getirilen PKK Minibüsü”, Arınç’a Suikast Yalanı, Kozmik Oda Kumpası”, Terör Şubesi’nin ‘Fuhuş’ Operasyonu”, “Telefonu Dinlenen Başsavcı”, “Tuncay Güney Kimin Adamı?”, “Baykal Olayı’nın Perde Arkası”, “Ergenekon Şeması’nın Ortaya Çıkışı”, “Polislere Kurulan Tuzaklar”, “Hrant Dink Cinayeti ve Cemaat”, “Zekeriya Öz ile Görüşen Kadın.”
SAHİBİ OLMAYAN ŞEMA
Dink suikastının üzerinden daha on gün geçmişti ki, iki şema dönemin Başbakanı Erdoğan’a sunuldu. Şemalar, sözde suikast sanıkları arasındaki “telefon trafiğini” gösteriyordu. O şemalarda yer alan bazı isimler şunlardı: Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Doğu Perinçek, Ferit İlsever, Levent Göktaş, Kemal Kerinçsiz, Şener Eruygur, Tuncay Özkan, Mustafa Özbek, Behiç Gürcihan, vb…
Bu şemalarda Ergenekon dalgalarında tutuklanacak ve hüküm giyecek olan tam 25 kişinin adı vardı. Tutuklanacak olanların listesi çıkarılmış, “Dink şemasına” yerleştirilmiş ve Başbakan Erdoğan’a sunulmuş bile!
Bu şemalar Ali Bayramoğlu aracılığıyla Dink’in ailesine de ulaştırıldı. Şemalar Dink ailesinin avukatı K. Deniz Tuna tarafından Ergenekon savcısı Zekeriya Öz’e iletildi. Ergenekon dava dosyasına böyle girdi. Bazı gazeteciler, bu belgeleri hiç sorgulamadan, “acaba doğru mu?” diye sorma ihtiyacı duymadan yayınlamakta sakınca görmediler. Bunlar arasında gazeteci Nedim Şener de vardır!
Uzun”Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan yargılandığı davada “FETÖ’yle birey olarak benden daha çok mücadele ettiğini söyleyen varsa çekiliyorum ve hiç savunma yapmıyorum” demişti…
Mahkeme, meslek yaşamı FETÖ ile mücadeleyle geçen Uzun’a “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan 11 ay 20 gün hapis cezası vermişti.
“BÖYLE BİR ŞEREFSİZLİĞİ KABUL ETMİYORUM”
Sabri Uzun, savunmasına şu sözlerle başlamıştı:
“Türkiye’de şahıs olarak benden daha fazla FETÖ ile mücadele etmiş biri varsa, iddia makamı getirsin ben davadan çekileceğim ve tüm suçlamaları kabul edeceğim… FETÖ’yle birey olarak benden daha çok mücadele ettiğini söyleyen varsa çekiliyorum ve hiç savunma yapmıyorum. Size delil olarak yazdığım İN kitabını sundum. Kitabın sonunda, ‘Hakkınızı helal edin’ dedim. Bugüne kadar okuduğunuz hiçbir kitapta böyle bir cümle gördünüz mü? Ben ölümü göze aldım. Yazıklar olsun be, yazık! Bu adama FETÖ’cü diyorsunuz. Böyle bir şerefsizliği kabul etmiyorum.”
Sabri Uzun “İN”de şöyle diyordu:
“Ergenekon Davası’ndan tutuklanıp cezaevine gönderilenlerin yaş ortalaması 58’dir. Dünyada bu yaş ortalamasına sahip hiçbir örgüt görülmemiştir.
“Ergenekon, Balyoz, Odatv, Devrimci Karargâh, İstanbul ve İzmir Fuhuş ve Casusluk, Atabeyler, Sauna Çetesi, Devrimci Karargâh, Ankara İl Emniyet Müdürü Orhan Özdemir’in tutuklanması, Sakarya İl Emniyet Müdürü Faruk Ünsal’ın tutuklanması, Emniyet Genel Müdürleri Celal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü hakkında “yolsuzluk davası” açılması, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan, Şube Müdürleri Mustafa Aral ve Murat Nemutlu’nun “Uyuşturucu Kaçakçısı Örgüte” yardım ettiklerinden dolayı tutuklanması, Cüppeli Ahmet Hoca’nın fuhuş yaptırdığı gerekçesiyle tutuklanması, Şike davası, Erzincan davası, KCK davası gibi uydurma suçlarla yüzlerce kişi cezaevlerine dolduruldu.”
Uzun’un Fetullah Gülen Cemaati’ni anlattığı kitabı “İN/Baykal kaseti, Dink cinayeti ve diğer komplolar” Kırmızı Kedi Yayınları’ndan 2014 yılında çıkmıştı.
“FETÖ’NÜN SUÇLARI”
FETÖ’nün asli kadrosunun Emniyet Teşkilatı’na katılmasının 1986’daki “Özel Sınıf” uygulamasıyla olduğunu kaydeden Uzun kitabında, ANAP Hükümeti’nin düşürülmesi (Türkbank kasetinin yayımlanması, ses kasetinin CHP’ye servis edilmesi-1998), Telekulak sahtekârlığı (1999) ve Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesi olaylarının FETÖ’nün “kriz çıkartma” amaçlı eylemleri olarak değerlendiriyordu.
Sabri Uzun, aynı şekilde 2008-2014 yılları arasındaki Ergenekon, Şike, İstanbul casusluk, İrtica Eylem Planı, Amirallere suikast, İzmir fuhuş ve casusluk, Odatv, Devrimci Karargâh, Erzincan Cumhuriyet Savcısı İlhan Cihaner’e ve Albay Dursun Çiçek’e yönelik komplo soruşturmaları “Özel Sınıf cemaatçi asli kadronun yönettiği eylemler” olduğunu belirtiyordu.
2006 yılında Emniyet içindeki FETÖ’cüleri deşifre eden Emniyet İstihbarat eski Daire Başkanı Sabri Uzun’un şimdi rütbeleri söküldü!
Hikmet Çiçek