Evrensel müellifi Fatih Polat, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şam ile bağlantılarda yeni bir diyalog devri başlatırken, bölgedeki Kürtlerin “kendilerini eski devirdeki üzere ağır bir baskı ve inkâr sürecine zorlama ihtimalinin” telaşını taşıdıklarını yazdı. Polat yazısında, Erdoğan’ın hudut ötesi operasyon ve radikal dinci örgütlerle diyalog adımlarının, “Başkasının savaşının bir kesimi olmama” taktiğini benimseyen Kürtlerde yarattığı tedirginliğe de değindi.
Fatih Polat’ın “Ankara Şam diyaloğu ve Kürtler” başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:
“Hem Türkiye hem de Suriye, ortadaki bu kanlı, yıkıcı on yıldan evvel de örnek demokrasilerin ülkeleri değildi. Kürt sorunu her iki ülkede de, talepler yüksek sesle lisana getirilince ‘bölücülük’ paranoyası ile üniterlik dayatması altında bastırılıyordu.
Suriye’deki savaşın başında Kürtler, 19 Temmuz 2012’de Kobanê’de başlattıkları direnişle, bulundukları bölgeyi yönetme ve taleplerin kabul edilmesi iradesini dillendiler. Şam, yeni bir cephe açmama taktiğiyle emperyalist işgale karşı radikal şeriatçı örgütlerle çabayı öne aldı. Suriye’nin kuzeyindeki Rojava’da kantonlar oluşturmaya başlayan Kürt örgütleri de, “başkasının savaşının bir parçası” olmama taktiğini benimsediler. AKP hükümeti ise PYD ile temaslarında, Suriye Kürtlerini, kendisinin yanında Suriye idaresi ile savaşma siyasetine kazanmaya çalıştı, lakin başarılı olamadı. Gazeteci Cansu Çamlıbel’in, Brüksel’de görüştüğü PYD Başkanı Salih Müslim de bunu açıkça söz etmişti: ‘2004’ten beri biz aslında bu rejimle gayret içindeyiz. Siz kalkıp Halep’te, Şam’da, Ankara’da kol kola gezerken, bir arada lahmacun kebap yerken biz istihbarat bodrumlarında azaba maruz kalıyorduk. Artık kalkıp bize ‘Rejime şöyle yap, bu türlü yap’ diyorlar. Bizim bir siyasetimiz var. Bunları püskürttük, yerlerimizden kovduk. İlla ki gidip Şam’da onlarla savaşmamızı, sizin yerinize asker olmamızı mı istiyorsunuz? Bunu yapmıyoruz. Kürtlerin tarih boyunca yaptığı oburlarının askeri olma sanatını biz bıraktık kardeşim.’
Türkiye’de milyonlarca kişinin oy verdiği yasal parti HDP’nin eş liderleri ve milletvekillerini tutuklayıp, belediyelerine kayyum atayan AKP iktidarı, Rusya’dan müsaade kopararak seçim öncesi Suriye’nin kuzeyinde yeni bir harekât gerçekleştirmek istiyor. Şam ile yeni diyalog süreci bu türlü bir periyotta yapılıyor. Türkiye’de Suruç, 10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın ortalarında bulunduğu birçok katliamı gerçekleştiren IŞİD’e karşı Suriye’de kıymetli kazanımlara, başarılara imza atmış olan Kürtler bu periyotta, bu diyalog sürecinin kendilerini eski devirdeki üzere ağır bir baskı ve inkâr sürecine zorlama ihtimalinin kaygısını taşıyor. AKP hükümetinin Şam idaresi ile münasebetlerde ‘muhalefet ile diyalog’ dediği seçeneğin memleketler arası kurumların ‘terör’ listesindeki radikal dinci örgütleri işaret ettiği dikkate alınırsa büsbütün haklı bir telaş bu.” (HABER MERKEZİ)
YAZININ TAMAMI