Aslında ırktan bağımsız olarak her insanın avuç içi ve ayak tabanı daha açık renkte olur. Ton farkından dolayı bu durum siyahilerde daha belirgin görülür.
Ayrıca bu bölgelerdeki çizgiler, bu alanlardaki açık renklerin aksine yine koyu olur. Bu nedenle siyahilerin avuç ve ayak tabanındaki çizgiler çok daha net bellidir.
Derimiz dıştan içe doğru stratum corneum, epidermis ve dermis adlı katmanlardan oluşur.
Stratum corneum, derinin en dış tabakasıdır ve ölü deri hücrelerinden oluşur. Bu kısım, zararlı ışınlara karşı koruma da sağlar. Epidermis ise melaninin üretildiği/depolandığı yerdir. Buradaki melanosit konsantrasyonu da zararlı ışınlara karşı koruma sağlar.
Ten rengimiz, melanosit adlı hücreler tarafından üretilen melanin tarafından belirlenir. Koyu renkli insanlarda melanin konsantrasyonu daha fazladır. Bunun da nedeni evrimsel süreçte Güneş’e karşı cildimizin bir kalkan geliştirmiş olmasıdır.
Aslında bu nedenle sıcak bölgelere gidildikçe ten rengi de koyulaşır.
Evrim sürecinde, Afrika’daki yüksek sıcaklıklar nedeniyle oradaki insanlar çevreye uyum sağladı. Afrikalıların vücutları, kendilerini Güneş ışınlarından korumak için derilerinde çok fazla melanin oluşturdu.
Bu adaptasyondan sonra genleri sonraki nesillere aktarıldı. İşte bu nedenle günümüzdeki Afrikalılar siyah bir ten rengine sahiptir. Sıcak bölgelerden uzaklaşıldıkça bu doğal kalkana gerek kalmadığı için ten rengi beyaza doğru kayar.
Milyonlarca yıllık evrimsel süreçte bizi koruyan bu özelliğimiz, sadece birkaç saatte bile devreye girerek tenimizi koyulaştırabilir.
Stratum corneum’un kalın olması bu nedenle iyidir. Ne kadar kalın olursa zararlı ışınlardan da o kadar korunuruz. Avuç içi ve ayak tabanındaki derimiz, cildin diğer bölgelerine kıyasla daha kalın bir stratum corneum’a sahiptir ve bu nedenle büyük bir melanosit konsantrasyonu gerektirmez.
Yani “madem buralar kalın, o zaman fazla melanine gerek yok” diyen vücudumuz, bu alanları hep beyaz olarak tutar.
Kaynaklar: 1, 2, 3