Daha önce birkaç kez geldiğim Kapadokya’yı sonbaharda görme fırsatı bulamamıştım. Bu sene 29 Ekim tatilini fırsat bilerek, hava durumunu da kontrol edip rahat rahat gezme şansı yakaladım.
Ben günübirlik geldiğim için sizlerle görülebilecek öncelikli yerleri paylaşacağım. Ancak ilk kez gelecekler için tavsiyem mutlaka birkaç günlük bir program yapmanız olacak. Pers dilinde “Güzel atlar ülkesi” anlamına gelen Kapadokya’dan atlı safariler ve balon turlarından en az birini denemeden dönmeyin.
Kapadokya’da fotoğraf çekmeyi sevenler için mükemmel seçenekler bulunuyor. Devrent vadisi de bu noktalardan biri.
Kayaçların renginden dolayı Pembe Vadi, Deve formundaki peri bacasından dolayı Develi Vadi diyenler de var. Ancak benim favorim “Hayal Vadisi” Peri bacalarını hayalgücünüze göre her forma benzetebilirsiniz. Oldukça keyifli bir bölge.
Güvercinlik Vadisi, bölgede yaşayanların kayaları oyarak güvercin yuvaları yapmasıyla ismini almış. Bu sayede insanlar enerjisi yüksek güvercin gübresi elde etmeyi ve tarımda verimi arttırmayı amaçlamışlar. Vadi yamacındaki peri bacalarına çok sayıda güvercinlik oymuşlar.
Oldukça güzel bir trekking alanı olan vadinin en güzel halini Tarihi Uçhisar Kalesi’nden izleyebilirsiniz. Uçhisar Kalesi, Kapadokya’nın her yerinden görülebilen bölgenin en büyük peribacası Kale aslında iki peribacasından oluşuyor. Birleşik iki peribacasından oluşan kaledeki büyük peribacasına Ağa’nın Kalesi, küçüğüne ise Çavuş’un Kalesi deniliyor.
Türkiye tanıtımlarında ve Kapadokya’ya ait görsellerin çoğunda yer alan Üç Güzeller Ürgüp’te bulunuyor.
Üç Güzeller’in bir de efsanesi var. Efsaneye göre Kapadokya Kralı’nın kızı bölgedeki bir çobana aşık olur ve evlenmek ister. Kral izin vermese de prenses ve çoban evlenir ve bir bebekleri olur. Kral tüm aileyi katletmek için askerlerini gönderir . Prenses ölümden kaçmak için dua etmeye başlayınca üçü de taşa döner. Üç Güzeller’den en öndeki peribacasının çoban, arkadakinin prenses ve ortadakinin çocuk olduğuna inanılır.
Üç Güzeller gerçekten güzel manzaralar sunuyor. Eğer hatıralık ufak tefek şeyler almak isterseniz ufak bir çarşısı da var.
Magnetler, bademli fıstıklı Türk kahveleri, sütlü kabak çekirdeği gibi yöresel ürünler bulabilirsiniz.
Kapadokya’da keşfedilen 37 yeraltı şehrinden sadece 7 tanesi gezilebilir durumda. Bunların en büyüğü ise Derinkuyu Yeraltı Şehri.
Hititler zamanında savunma amacıyla inşa edilmeye başlamış ancak zaman içinde genişlemeye devam etmiş. Yaklaşık 7 km. lik alana yayılan yer altı şehrinin derinliği ise 60 metreye yakın. Kalp hastalığı, yüksek tansiyonu, astımı, bel veya boyun ağrısı olanların içeriye girmesi tavsiye edilmiyor.
“Y” şeklinde inşa edilen bu şehirde giriş ve çıkış farklı yerlerde bulunuyor. Yeraltı şehirlerinin en dikkat çeken özelliklerinden biri de havalandırması ve kayaçların yapısı sayesinde her mevsim sıcaklığın sabit olması. Bu sayede erzaklar bozulmadan saklanabiliyor. Günümüzde de bu özelliklerden yararlanarak Kapadokya’da birçok doğal soğuk hava deposu bulunuyor.
“Dünyanın En İlginç 15 Müzesi” listesinde 6. Sırada yer alan Avanos Saç Müzesi’ de garip yerler sevenlerin ilgisini çekebilir. Kurucusu Galip Körükçü’nün adıyla Chez Galip Saç Müzesi olarak da bilinen Avanos Saç Müzesi dünyada da bir ilk. 1979 yılında kurulan ve 1998 yılında Guinnes Rekorlar Kitabı’na giren müzede 16 bini aşkın kadının saçından tutamlar bulunuyor. Galip Bey 1979 yılında Fransız kadına aşık olur, ancak kadın ülkesine dönmek zorundadır ve giderken saçından bir tutam ister ve atölyesine asar. Sonrasında gelen ziyaretçiler hikaye üzerine saçlarından tutam bıraktıkça işler büyümüş. Bugün müzede saçlar isimler, bilgiler ve hatta vesikalıklar bile var. Kişisel bilgiler olduğu için içeride fotoğraf çekmek yasak.
Kapadokya’ya geldiğinizde kişisel ilgi alanlarınıza göre şarap tadımı, çömlek yapımı da deneyebilirsiniz. Kızılırmak’ın kırmızı toprağı ve mil karışımıyla elde edilen seramik hamuruyla yapılan çanak çömlekler artık yöreye özgü bir kültüre dönüşmüş durumda. Birçok atölyede siz de kendi çömleğinizi yapmayı deneyebilirsiniz, ancak tezgahın başına oturunca ne kadar zor olduğunu göreceksiniz.
Yozgat’ın yöresel yemeği “Testi Kebabı” burada da oldukça popüler. Yöreye özgü bir tat denemek isterseniz güzel bir seçenek olabilir. Masanızda kırılan testi özellikle turistlerin ilgisini çekiyor.
Her mevsim ayrı güzelliğe bürünen Kapadokya’yı görülmesi gerekenler listenizin en başına ekleyebilirsiniz. Yeni rotalarda görüşmek üzere…