Vahdettinseverler Ecevit’in sözlerini anımsatıyor… Akrabalık bağı gözden kaçırılıyor

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in 9 Eylül kurtuluş gününde, İngiliz gemisiyle kaçan son Osmanlı Padişahı Vahdettin’i vatan haini ilan etmesiyle başlayan tartışma sürüyor.

Vahdettin’i savunanlar eski Başbakan Bülent Ecevit’in sözlerini hatırlatıyor.

Ecevit, 2005’te Vahdettin ile ilgili şu ifadeleri kullanmıştı:

“Ben Vahdettin için hiçbir zaman hain demedim. Çünkü ne kadar zor koşullar altında padişahlık yaptığını biliyorum. Ülke işgal altındaydı. Ordusu kalmamış. Bu koşullar altında bile bir çok önemli iş yaptı.Bunu kanıtlayan bilgileriniz var mı?Benim şahsen çocukluğumdan beri dinlediğim şeyler var. Son Padişah Vahdettin’in son sadrazamı Tevfik Paşa’dır. Tevfik Paşa, Osmanlı’nın tasfiyesi için İstanbul’u temsilen Londra’da düzenlenen toplantıya gider. Orada Ankara’yı temsil eden İsmet Paşa da vardır. İlk sözü Tevfik Paşa’ya vermek isterler. İnönü buna kızar. Tevfik Paşa sözü alır ve şunu söyler: ‘Bugün halkın iradesini Ankara temsil etmektedir. O nedenle İsmet Paşa’nın konuşması gerekir.’ Tevfik Paşa’nın bu sözlerine İstanbul’daki Vahdettin de hiç itiraz etmez.”

Fakat Ecevit’in bu sözlerini hatırlatanlar Ecevit ile Vahdettin arasındaki akrabalık bağlarını görmezden geldi.

Bülent Ecevit’in Sultan Vahdettin’in torunu Hümeyra Özbaş ile “üvey kuzen” olduğu ortaya çıkmıştı.

Mahmut Çetin’in “Çinli Hoca’nın Torunu Ecevit” adlı kitabında Bülent Ecevit’in soyağacıyla ilgili ilginç bilgiler veriliyordu.

Kitaba göre, Sultan Vahdettin’in torunu Hümeyra Özbaş, Bülent Ecevit’in üvey kuzeniydi. Özbaş’ın babası İsmail Hakkı Okday, Sultan Vahdettin’in kızı Prenses Ulviye’den ayrıldıktan sonra ikinci evliliğini Bülent Ecevit’in annesi ressam Nazlı Ecevit’in teyzesi olan Ferhunde Hanım ile yaptı.

MİRAS MESELESİ

Hatta bir yıl sonra gazetelere yansıyan miras meselesinde Bülent Ecevit’in Medine’deki Hz. Muhammed’in türbesi yanındaki arsasına Vahdettin’in torun çocukları da ortak çıkmıştı.

Ecevit’in Suudi Arabistan’daki mirası, Medine’de Hazreti Muhammed’in türbesinin bulunduğu “Ravza-i Mutahhara” nın biraz ilerisinde yer alıyor ve Ecevit’in anne tarafından büyük dedesi olan Medine Harem Şeyhi Emin Paşa’dan intikal ediyordu.

Ancak, Suudi Arabistan’daki bu büyük mirasın bir ortağı daha vardı: Osmanlılar’ın son padişahı Sultan Vahdettin’in torunlarından Hümeyra Özbaş “Hanımsultan”ın şu anda Kuşadası’nda yaşayan çocukları Hanzade ve Halim Özbaş kardeşler…

Bülent Ecevit ile Sultan Vahdettin arasındaki miras bağı, şu şekilde: Sultan Vahdettin’in Ulviye ve Sabiha Sultanlar adında iki kızı vardı.

Padişahın büyük kızı Ulviye Sultan, Osmanlı İmparatorluğu’nun son sadrazamı Tevfik Paşa’nın oğlu İsmail Hakkı Bey ile evliydi. Çift daha sonra ayrıldı ve İsmail Hakkı Bey, Bülent Ecevit’in annesi ressam Nazlı Ecevit’in teyzesi olan ama Nazlı Hanım’dan sadece iki yaş büyük bulunan Ferhande Hanım ile evlendi. Çift uzun yıllar evli kaldı, 1970’lerin sonunda önce İsmail Hakkı Bey, daha sonra da Ferhande Hanım vefat ettiler.

Ecevit’in teyzesi Ferhande Okday, eşinin vefatından sonra üvey kızı olan Hümeyra Hanımsultan’ın yanında yaşamıştı. Bülent Ecevit’in eniştesi İsmail Hakkı Okday’ın, ilk hanımı Ulviye Sultan’dan olan tek çocuğu Hümeyra Özbaş “Hanımsultan” ise, Kuşadası’nda “aristokratların mekânı” olarak bilinen Kısmet Oteli’nin kurucusuydu ve o da 2000 yılının Mayıs’ında vefat etti.

Medine’deki mirasın ilk kısmını 1990’ların sonunda alan Bülent Ecevit, eniştesinin teyzesinden önce ölmüş olduğunu söyleyerek Özbaş ailesinin mirasta hakkı bulunmadığını iddia etmiş ve büyük dedesi olan Medine Harem Şeyhi Emin Paşa’nın veraset ilamına Özbaşlar’ın yazılmasına karşı çıkmıştı.

Ecevit, mirasın bir kısmını da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’den kişisel bir hukuki mütalaa alarak Diyanet Vakfı’na bağışlamıştı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir